Futbolda yaşanan adaletsizliklerin önüne geçmek için dünyada onlarca ülkede Video Assistant Referee (VAR) kuralı uygulanmaya başlandı.Türkiye Futbol Süper Liginde ise 2018-2019 yılından itibaren VAR sistemi uygulanmasına geçildi. Türkiye’de adaletin bir türlü sağlanamadığı alanların başında futbol geliyordu. Hakim güçlerin al gülüm ver gülüm diyerek ahbap çavuş ilişkileri ile sürdürdüğü futbol maceramıza bakıldığında bu karar devrim gibi bir karar olarak kabul edildi. Buna rağmen herkesin aklında Türkiye’de futbolun efendileri buna nasıl ikna oldu, burada gerçekten amaç futbolda adalet değil miydi?
Futbolun sadece futbol olmaktan çıktığını,futbolun bir temaşa zevkinin olmadığı gerçeğini bu ülkede anlamak epey zaman aldı. Milyonlarca taraftarın duyguları istismar edilerek sosyal, siyasi, ekonomik çıkar elde edilerek kurulan düzen artık inandırıcılığını yitirdiği için yeni bir düzene geçilmeye karar verildi. Elbette her düzenin bir düzenleyicisi, bir “kaymak” takımı olur. Eminim ki yerleşik düzenin sahipleri yeni kurulan düzende de yerlerini hazırlamışlardır. Ballı parmak ağızlarına alışanların çıkarlarına ters gelecek gelişmelere taraf olmazlar.
İşini iyi yapan, çalışan, mücade eden, kurallara uyan hangi sistemde olursa olsun endişe duymaz. Endişe duyanlar işini yapmadan, katakulleyle köşe dönmeyi alışkanlık haline getirenlerdir. Akıl almaz paraların döndüğü sistemin sahiplerinden çıkarlarını zora sokacak bir adalet beklemek safdillik olur.
Mantık olarak Türkiye’de VAR Sistemine en çok üç büyük kulüp dışındaki kulüpler sevinmesi gerekir. Çünkü yıllarca haksızlığa uğrayan, başarılarının önlerine set çekilenler onlar. Gözlerimizin önünde televizyon ekranlarında ne ofsattan goller, ne olmayan penaltılarla atılan goller, ne de gereksiz kart cezalarıyla canı yananlar oh be demişlerdir VAR sistemi geldiğinde. Saha içinde doğrananlar, hakları çalınanlar masa başında hakları korunacaktı VAR Sistemiyle. Daha ne olsun? Bundan iyisi…. Gel gör ki uygulamalarda eski alışkanlıklar değişmediğini gördük. Akrep aynı akrep tiynetinin gereğini yapmaktan geri durmayacak. Demek ki mesele her daim söylediğimiz gibi sistemi ayakta tutacak adil uygulayıcıların olmasıdır. İyi kanunları iyi , adil insanlar uygularsa adalet sağlanır. Yoksa en iyi kanunlarla en kötü kararlar verildiğine şahit olduk.
VAR Sisteminden önce yıllarca ekranlara çıkan emekli hakemler pozisyonları dur,oynat, ileri sar, geri sar diyerek eleştirdiklerinde hakemlerin de insan olduğunu, anlık pozisyonlarda gördüklerini çaldığını söyleyerek güya hakemleri savunanlar vardı. Geldiğimiz noktada şimdi hakemlerin önünde onlarca kamera çekimlerinin olduğu TV ekranları var. Geldiğimiz noktada gören ama pozisyonları çözemiyen bir art niyetli topluluk ile karşı karşıya kaldık.Korkularını yenemeyen, birilerinin adamı olmaktan kurtulamayan insanlardan adalet beklemek en saf düşüncelerle iyimserlik olur.
Şampiyonluğu adeta kendi aralarında parselleyen, kendilerinin dışında şampiyonluğu sindiremeyen mücadelede öne geçenleri şaibeli ilan eden İstanbul’un üç büyük kulubü bugün VAR Sisteminden çok rahatsızmış. Bence rahatsız olunması gereken sistem değil sistemin uygulayıcılarıdır. Normal futbol seyircilerinin bile görebildiği bir pozisyonu televizyon ekranından göremiyorsa bu hakemin bilgisinden değil niyetinde şüphe edilmelidir. Son haftalarda VAR Sisteminden A’dan Z’ye herkes şikayetçi. Öyle yanlış kararlar veriliyor ki bir yıldırma, bir bıktırma çabası sezinlenmiyor değil. Adeta VAR Sisteminden dönülsün, eski sistem yeniden kurulsun diye örtülü bir çaba var. Yanlış uygulamalara karşı çıkalım. Lakin bile bile yanlışlık yapılarak sistemi sabote edenlere göz yumarak bu iş çözülmez. Bakar kör olursanız, üç maymunu oynarsanız çözüm değil kaos üretirsiniz. Kasti hatalar yapılarak bak işte olmadı denilerek karanlık, yanlarında kâr kalacak eyyamcı hakem uygulamalarına dönülemez.
TFF VAR Sistemini üç büyük kulübe feda edemez, etmemelidir. Eski alışkanlıklarından vaz geçmeyen eyyamcı hakemlerin ve avanelerinden kurtulmadıkça bu sistem sağlıklı işlemeyecektir. Yıllarca ayak oyunları ile ellerinden şampiyonlukları elinden alınan Trabzonspor Anadolu takımları ile birlikte bir olup şeytani eski düzenin kurulmasının önüne geçmelidir.Türk Futbolunun kalitesi artırılmak isteniyorsa yarışmada adalet, rakabet eşitlik sağlanmalıdır. Türk Futbolunda az olsun benim olsun düşüncesiyle geldiğimiz nokta uluslararası alandaki başarısızlıklardır. Türk Futbolunda Edirne’den öteye başarı isteniyorsa Türk Futbolunun İstanbul’un üç büyük tamından büyük olduğuna karar vermesi gerekiyor.