· Hz.Nûh; “Ey oğul; gel! Babanın gemisine bin de, tufan dalgalarından kurtul, boğulma!” demişti.
· Oğlu Kenan; “Hayır!” demişti, “Ben yüzmeyi öğrendim, senin dininden başka bir dine inandım!”
· Nûh (a.s); “Aklını başına al, yapma!” demişti. “Bu, belâ tufanın dalgasıdır; buna karşı yüzme bilmek hiçbir işe yaramaz!
· Bugün, Allah’ın kahır rüzgârı esmektedir. Kahır rüzgârı, Hakk dininden başka dinin inanç mumunu söndürür!”
· Kenan; “Hayır!” demişti. “Ben senin gemine girmem! Şu yüksek dağa çıkarım; o dağ, her zarardan beni korur!”
· Nûh; “Yapma evlâdım!” dedi. “Bu zamanda o dağ saman çöpüdür, Allah bugün, dostlarından başkasına aman vermez!”
· Kenan; “Ben ne zaman senin nasihatini dinledim? Sen, benim, senin dininden olduğumu sanıyorsun.
· Senin sözlerin asla bana hoş gelmemiştir. Ben iki dünyada da senden ayrığım, uzağım!” dedi.
· Nûh; “Yapma yavrum; nazlanacak gün değildir. Gerçekten de Allah’ın ne ortağı vardır, ne de benzeri!
· Şimdiye kadar yapacağını yaptın, fakat bu zaman nâzik zamandır. Bu dergâhta, yâni ilâhî huzûrda kimin nazı geçer?” dedi.
· Allah’ın önüne ön yoktur; yâni, Allah kadimdir. O’ndan önce hiçbir varlık gelmemiştir! Ezelde de doğmamıştır, doğurulmamıştır. Ebedde de ne babası, ne oğlu, ne de amcası vardır!
· O doğurmamış ve doğmamış olan Allah, çocukların nazını nasıl çeker, Babaların niyâzını nasıl dinler?
· Ben, anadan doğma değilim ey ihtiyar! Baba da değilim ey genç, sen de pek salınma!
· Ben koca değilim, şehvetim de yok hanım; artık nazı, nazlanmayı bırak!
· Burada alçalmaktan, kulluktan, ihtiyaçtan, çâresizlikten başka hiçbir şeyin değeri yoktur!
· Kenan; “Baba” dedi. “Bu sözleri yıllardan beri söylemektesin; şimdi de tekrar ediyorsun. Sen çok câhilsin, bilgisizlikte perişan olmuşsun!
· Nûh (a.s) ;”Evlâdım!” dedi. “Bir defa olsun babanın öğüdünü dinlesen ne kaybedersin?”
· Baba, böylece güzel, tatlı öğütler veriyor, baba sevgisi ile diller döküyordu. Oğlu da ağır, sert, terbiyesizce karşılık veriyordu.
· Ne Hz. Nûh Kenan’a nasihat vermeye doyuyor, ne de o nasihatler, o terbiyesiz oğlunun kulağına giriyordu.
· Onlar böyle konuşurlarken kocaman bir dalga geldi, Kenan’ın başından aştı; onu aldı götürdü, boğdu.
· Nûh (a.s) dedi ki; “Ey sabır ve hilim sahibi Allah’ım! Benim eşeğim öldü, yükünü de sel götürdü.”