Kurban bayramında kesilen kurban, adak kurbanı, akika kurbanı, kıran ve temettü haccı yapanların kestikleri ve hedy adı verilen kurban, hacda yasakların ihlali halinde gereken ceza ve kefaret kurbanı, kurbanın çeşitlerini oluşturmaktadır.
Ergenlik çağına giren, zengin, mukîm (yolcu olmayan) her erkek ve kadın müslüman kurban kesmekle yükümlüdür.
Buradaki zenginlikten maksat; kişinin temel ihtiyaçlarından başka 80.18 gr. Altın veya bunun kıymetinde mal veya paraya sahip olmasıdır.
Zekattaki zenginlik ölçüsü ile, kurbandaki zenginlik ölçüsü aynı olmakla beraber, zekatta olduğu gibi, malın artıcı olması şart olmadığı gibi, üzerinden bir yıl geçmiş olması da gerekmez. Daha önce fakir iken, kurban kesme günlerinde yukarıda zikredilen zenginlik ölçüsüne ulaşan kimse, kurban kesmekle yükümlü olur.
Dinen kurban edilebilecek hayvanlar; koyun, keçi, sığır, manda ve devedir. Bunların dışındaki hayvanlardan kurban edilebileceğine dair bir delil yoktur. Bu itibarla, tavuk, kaz, ördek, deve kuşu ve ceylan gibi hayvanların kurban olarak kesilmesi geçerli olmaz.
Daha öncelerde de ifade ettiğimiz gibi yapılan tüm ibadetlerde Allahın rızasını gözetmemiz gerekmektedir. "Onların ne etleri, ne de kanları Allah'a ulaşmaz. Fakat sizin takvanız (yani Allah'a olan samimi saygınız) O'na ulaşır.” Keseceğimiz kurbanlarımızın yaratıcımızın katında makbul olabilmesi için niyetimize çok dikkat etmeli, bu ibadetimizde sadece, et elde etme veya adet yerini bulsun gibi, başka hiçbir niyet veya maksada gönlümüzde yer vermemeli, kurbanımızı sadece Yüce Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak ve O'nun bize olan sonsuz nimetlerini bir şükür nişanesi olarak kesmeliyiz.
Üzülerek ifade etmeliyiz ki günümüzde bu maksattan uzaklaşmış “mahalle baskısı” diye tabir edilen, yakın veya uzak çevremizden etkilenmek suretiyle, mükellef olmamamıza rağmen bin bir güçlüklerle bu işin altına girmek zorunda kalıyoruz. Kuralları belli olan bir ibadetin sırf desinler diye yapılması, ne kadar doğrudur veya bizlere ne kazandırır diye düşünmek gerekmektedir.
Hz. Peygamber, kurban etinin üçe taksim edilip, bir bölümünün kurban kesmeyen yoksullara dağıtılmasını, bir bölümünün akraba, tanıdık ve komşularla paylaşılmasını, birinin de evde bırakılmasını tavsiye etmiştir (Ebû Davud, Dahâyâ, 10). Ailenin durumuna göre etin tamamı da evde bırakılabilir. Ancak, toplumda muhtaçların arttığı dönemde kurban etinin çoğunun hatta tamamının dağıtılması uygun olur.
Bayramı bayram gibi yaşayabilmek, bayramı gerçek manada keseceğimiz kurbanlarımızla taçlandırmak, bayramda sorumluluklarımızı tüm yönleriyle yerine getirmek bayramdan zevk almamıza ve bu sevinci çevremize yansıtmamıza vesile olacaktır. Aksine yapılacak her türlü davranış bayramı sıradan bir güne çevirmekle kalmayacak, insanları ve yakınlarımızı da bu zevkten mahrum bırakacaktır.
Bu vesileyle gelecek mübarek Kurban Bayramınızı Tebrik eder Yüce rabbimden tüm insanlara hayır, bereket ve esenlik getirmesini niyaz ederim.