Hükümetin” İmralı Süreci” diye adlandırdığı, aslında bebek katili apo ile yapılan müzakerelerin ne olduğunu, tüm vatandaşlar gibi sadece bize yansıtılan kadarıyla, ben de biliyorum.
Daha yedi sekiz ay önce “apoyla görüşmedik.” Diyen Başbakanımız görüşenler hakkında da ağır ithamlarda bulunmuştu. (//www.youtube.com/watch?v=MHeGBYJYA9Y)
Şimdi ne oldu da birden bire bu görüşmeler başladı. O dönemde dağdaki teröristler: “Biz hükümetle anlaştık” derken kimse inanmamıştı. Herkes Sayın Arınç’a inanmıştı. Bu yapılanları görünce, O dönemde Sayın Arınç :”Bana mı inanacaksınız yoksa dağdaki pkk’lı ya mı?” Derken gözümüzün içine baka baka yalan söylemiş olmuyor mu?
Öyle bir ülkedeyiz ki, ülkenin en büyük sorununun çözümü konusunda hükümet kendilerine göre “samimi” olarak açıkladıkları bir çözüm önerisini “Başbakan-Mit-apo-bdp-pkk” beşgeninde konuşuyor, uyguluyor ama ne iktidar vekilleri, ne muhalefet vekilleri ne de halk bu konu hakkında hiçbir şey bilmiyor. Kapalı kapılar arkasında ne dönüyor, ne verildi ne alındı bilen yok. Biz basında hala apoyla görüşmeye kim gidecek onu tartışıyoruz.
İki üç yıl önce bir abimiz “Beş on sene sonra apoyu vekil olarak görürsen şaşırma” demişti benim tuhafıma gitmişti. Şimdi bu gizli pazarlıkları görünce o sözün gerçekliğine doğru gidiyoruz diye düşünüyorum. Sağ olsun, basınımızın yaptığı haberlerle, bebek katili olan apoya nerdeyse insanlarımız acıyacak hale geldi. Yok, namaz da kılardı yok o da dönebilirdi vb laflar ile aponun İmralı sarayından daha geniş bir saraya çıkışının alt yapısı yapılıyor diye düşünüyorum.
Bu süreç böyle kapalı kapılar arkasında devam ederken, bu halk böyle yumuşamışken bdp vekillerinden de bu hafta bir açılım geldi.
İmralı sürecini Karadeniz’e anlatmak için yola çıktılar ve ilk olarak Sinop iline geldiler.”Biz barışa susamış bir nesil olarak barışı anlatmaya geldik.” Diyor bdp vekilleri. Kim bunlar birisi eski maocu kendi arkadaşlarını bile yolda bırakan kürkçü, diğer pkkya yardım yataklıktan hapisten çıkıp vekil olan tuncer, diğerleri de açıkça pkk ile aynıyız diyen partinin üyeleri.
Başbakanımıza kendisine olan güvenden dolayı bu millet bu süreçte ses etmiyor. Peki, siz neye güveniyorsunuz da Karadeniz’e geliyorsunuz böyle bir konuyu anlatmak için. Hayır, bu süreci Karadeniz’de kime anlatacaksınız. Toplasan 50-100 kişilik bir güruhsunuz Karadeniz’de. Çağırın sempatizanlarınızı kandile ya da Diyarbakır’a orda anlatın. Karadeniz halkının sizden istediği hiçbir şey yoktur. Siz bu gezi ile provokatif bir eylemden başka bir şey yapmıyorsunuz. Sinop’ta halk tarafından yuhalanmaları ve taşlanmalarını da bu beyefendiler faşistlikle suçluyor. Yazık, sizin gelip bu halkı tahrik etmeniz provokatif olmuyor da halkın yaptığı oluyor. Söylenecek çok şey var ama….
Bu olay hiç iyi yerlere gitmiyor. Temennim odur ki bu bdpli vekiller yaptıkları yanlıştan bir an önce döner ve gezilerini iptal ederler. Yoksa hem başbakanın yürüttüğü açılım politikasını sekteye uğratacaklar hem de bu bölgedeki halkı provake edip olay çıkaracaklardır.
Eceli gelen köpek misali bölgeye gelip bir de kırmızı halıyla karşılanmayı beklemek bu halkın vicdanıyla, geçmişiyle, sabrıyla dalga geçmekten başka bir şey değildir. Bizler Karadenizliler asla unutmayız. Ne şehitlerimizi ne de sizleri asla unutmadık.
Bu açılım sürecinde yapılanları vakti gelince hatırlamak temennisiyle.