2024-01-03 14:02:00

Düşünmeden, konuşmadan dönüşüm olmaz.

Salih Çakıroğlu

03 Ocak 2024, 14:02

Toplumlar konuşamadan, düşüncenin önü kapatılarak ilerleyemez. Düşüncenin önü yani fikir hürriyeti
engelleniyor ve kapatılıyor ise, o toplumun çöküş aşamalarından birinde olduğu anlaşılır.
Bugün batı "değerler sistemi" tüm dünyada yargılanıyor, çünkü Filistin meselesi bir turnusol kağıdı
vazifesi gördü. İnandıklarını söyledikleri değerleri yaşamadıkları ortaya çıktı.
Roma İmparatorluğu zamanında dahi onlara göre Barbar yani Roma’lı olmayanların özgürleştirilmesi
gerekiyordu. Bunun için onların bulunduğu yerin işgal edilmesi ve barbarların bu sayede hürriyete
kavuşturulması teranesinin İki bin yıl sonra aynı şekilde olduğu görüyor ve Irak ülkesinin de 1990’lı
yıllarda ABD tarafından “özgürleştirilmek” istendiğini biliyoruz.
Batının gelişmiş pek çok ülkesinde "Ermeniler katledilmedi" demek suç. Aynı şekilde Yahudi karşıtlığı
suç, her türlü Yahudi karşıtı söz Antisemitizm diye düşmanlaştırılıyor. Yahudiler aleyhinde bilimsel
makale bile yazılamaz hale geldi. Yani “Batı değerler sistemi” denilen şey çöküyor. Bence zaten yoktu,
ekonomik refahın, askeri gücün kapattığı sahte bir yanılsamaydı sadece.
Bizim nezdimizde Özgürlük ve fikir hürriyeti hususlarındaki batı dünyasının çoğunluğunun söylemleri
sadece içi boş cümlelerden ibarettir. Hiçbir kıymet-i harbiyesi yoktur.
Bizde de aynı şey, aynı putlaştırma, 5816 sayılı kanun ile koruma altına alınan şahıs için yapılıyor.
Onun bizzat kendisinin kurduğu bir cümleyi, veya taraftarlarının duyulmasını istemediği bir videosunu
herhangi bir mecrada, sosyal medyada, gazetelerde, TV’lerde paylaşan garibanlar içeri girebiliyor
veya başka türlü cezalar alabiliyor. Fakat daha etkili kişilerde aynı durum söz konusu olmuyor.
Konfüçyüs “Adalet küçük sineklerin takıldığı, büyüklerin delip geçtiği bir örümcek ağı gibidir” demişti,
Allah ona layık olduğu şekilde muamele etsin.
Korunan şahsın bir ifadesini, videosunu paylaşıp, bakınız bu video şu şu açılardan doğru değil, şuna
aykırı denildiğinde, mesela bir ayetle cevap verilerek, buna göre videodaki içerik veya cümleler
sakattır dense, Vay! sen misin bunu diyen, al sen şu cezayı denilebiliyor.
Bu günlerde Suriye’liler için olumlu cümle kuranlar veya diğer Arap halkları için olumlu şeyler
söyleyenler, sosyal medya mecralarında linçe tabi tutuluyor.
Önceki gün bir vatandaşımız elinde yüzlerce yıl atalarımızın şanla şerefle sahip çıktığı bir ifadeyi içeren
bayrağı taşırken, onca Müslümanın arasında yumruklandı. Bu durum Müslümanların birbirlerini
desteklemekten ne kadar aciz olduğunun bir göstergesi olmasının yanında, aynı zamanda benzer
toplumsal vakaların gelişebileceğinin de bir göstergesidir. Çünkü özellikle bir siyasi parti bu hususu
kaşıyarak toplumsal bölünmeye sebebiyet veriyor. Bu şahsın bir de akademik unvan sahibi olması
ülkemiz açısından ayrı bir garabettir. Utanç kaynağıdır.
Farklı alanda güncel bir örnek daha vereyim.;
Hiç bir Avrupa maçında savunduğu şahsın posterini taşıyamamış FB, GS futbol takımları, sırf politik
algı için Ali Koç'un da hem bilgisi hem de talebiyle müsabaka için gittikleri üstüne da para aldıkları
Suudi Arabistan’da poster taşıma gayretine girip, iki ülkeyi karşı karşıya getirdi ve bir kesimde var olan
Arap düşmanlığını ve şahıs pohpohlamasını aynı anda başardı.
Yüz yıl sonra yeniden onları yendi, ölüyken bile girdiği savaşı kaybetmedi gibi absürt şeyler piyasada
dolaşmaya, TV’lerde ve sosyal medyada paylaşılarak olayın arka yüzünü bilenler susturulmaya
çalışıldı.
Özetle şunu söylüyorum;
Genel olarak bu gidişatın kesinlikle sağlıksız olduğunu düşünüyorum. Toplum konuşamaz, hakaret
etmeden fikri hürriyetini dile getiremez, ecdadının sahip çıktığına sahip çıkamaz, arka planını bildiği
bir operasyona bir süreliğine de olsa laf söyleyemez hale geldi veya getirilmek isteniyor.
Zihni karanlıkta kalmış bir kesim var, gerçekleri görmeyen, görmek istemeyen "kulakları var duymaz,
gözleri var görmez kabilinden" bu cahil kesim, bizi de aynı karanlığa götürüp düşünmemizi ve
konuşmamızı istemiyor hatta engellemeye çalışıyor.
Hz.Ömer'e Kürsüde hesap soran ümmet, ölüye laf söyleyemez, gerçekleri dile getiremez, değerlerine
sahip çıkamaz hale getirilmeye çalışılıyor.
Bu bir cinnet halidir. Bunun önündeki tüm kanuni engeller ivedi olarak kaldırılmalıdır.
Bir toplumun daha ileri gitmesi ancak dönüşümle olur, dönüşmenin tek yolu da düşünmek ve eyleme
geçmektir.
Salih ÇAKIROĞLU
02/01/2024
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.