Öncelikli olarak uzun zamandır yazmak istediğim değerli site yöneticilerine bana bu fırsatı sundukları için teşekkür ediyorum. Ayrıca yazılarımı okuyacak, yorumlarını esirgemeyecek herkese şimdiden teşekkürlerimi iletirim.
“Gezi Park’ı “ olaylarıyla alakalı iktidar çevresi ve savunucuları tarafından yapılan eleştiri ve tespitlerin neredeyse tamamına katılıyorum ancak şu bir gerçek ki Başbakan daha ılımlı olabilirdi.
Ben şunu kabul etmiyorum. Olayların fitilini ateşleyen " çadırların sabah namazı vakti’nde kaldırılması emrini kim verdi belli değil" savunması inandırıcı değil. Bu olaylardan siyasi rant elde edilmeye çalışıldığına “ ki bu politika açısından bakıldığında gayet normal” , "Türk Baharı" yaratılma uğraşı olduğuna, ülkenin içinde bulunduğu "teröre çözüm" sürecine darbe vurma çabası olduğu konusunda hem fikirim .
Ancak Başbakanın bu süreç içinde yurt dışına çıkması, dönüşünde itidal çağrısı yapması beklenirken konuşma içeriğinin en hafifinden "yangına körükle gider" şekilde olması süreci uzatmak isteyenlerin eline koz verdi. Ben bu noktada Başbakanın'da toplumun gazını almak niyetiyle bu olayların uzamasından şikayetçi olduğunu sanmıyorum.
Çünkü o'da çok iyi biliyor ki toplumun bir kısmı şikayetçi ve güvendikleri, zaman zaman "göreve çağırdıkları" kurumlar artık siyaset sahnesinde etkin değil, en azından kış uykusundalar.Bu insanların ,uzun zamandır sosyal medya aracılığıyla göstermeye çalıştıkları tepkiyi ,sokakta görmeye ve etkilerini anlamaya çalıştığını düşünüyorum.
Bu etkinin oldukça güçlü olması, hemen hemen ülkenin tüm şehirlerinde katılımın az ya da çok bir şekilde protesto gösterilerinin meydana gelmesi, Başbakanın deha diyebileceğimiz politik zekasının devreye girmesine ve karşılık olarak “Milli İradeye Saygı” mitingleriyle bunun siyasi meyvelerini toplamaya çalışmasına yol açtı.
Şunu çok iyi bilmeliyiz ki biz toplum olarak kamplaşmaya meyilliyiz. Bu çıkarımımın nereden oluştuğunu merak edenlere yerel olarak örnek vereyim.” Bizim ilçemizde kaç sülale var” ve bu sülaler arasında bir sıkıntı olsa, kim, partisine, tuttuğu takıma bakıp’ta kendi akrabalarının yanında yer almaz. Bunun farkında olan Başbakan; toplumun siyasi ve sosyal nabzının nasıl attığını çok iyi bildiğinden maalesef bunu kullanma yoluna gitmiştir.
Daha önceki siyasi vakalar da göz önüne alındığında “ Gezi Park’ından” siyasi rantı elde edebilecek tek kurum AK Parti. Başbakan bunu kendisine son seçimde oy veren yüzde 50’ye sık sık vurgu yaparak pekiştirmektedir. Artık hükümet’in elinde neredeyse kemik bir oy potansiyeli var. Ve bunu dahada pekiştirmek için ellerine geçen her fırsatı siyasetin gereği olarak sonuna kadar kullanıyorlar.
Lakin bir şey daha var ki toplumun sinir uçlarını kontrol edebilmek çok hassas bir mevzu ve bu süreçte yapılan hataların daha vahim olaylara yol açmaması toplumsal sabrımızdan kaynaklanıyor. Bizi bir arada tutan değerlere saygı göstermeliyiz. Bizim gibi düşünmeyen farklı hayat tarzları olan insanlar var ve bu hayatı hep birlikte yaşayacağız.
yahyaalper@outlook.com
İhsan Saral 11 Yıl Önce
Sevgili Yahya! Öncelikle Of havadis deki yeni köşenden dolayı seni kutlar, hayırlı olmasını dilerim. Fikirlerin düşüncede kalmaması, eyleme dökülmeleri şüphesiz demokrasimiz ve demokrasiler için olmazsa olmaz bir gerçektir. Toplumsal kalkınma sadece ekonomik dinamizmle olmayacağından, sosyokültürel iletişim ve dayanışma ülke kalkınmışlığa asıl ivmeyi kazandıracak olandır. Yazını çok beğendiğimi özellikle belirtmek isterim. Tespitlerinde son derece haklısın. Yalnız bir konuda sana katılmadım oda: Milli iradeye saygı mitinglerinde ki görüşlerine katılmıyorum. Buna neden olarak sayın başbakan bence burada en büyük hatayı yaptı. Hiç kimse mitinglerde AKP istifa etsin demedi. Hükümet istifa diye sloganlar atıldı. Hükümet devleti yönetir, AKP ise bir siyasal parti. İtiraz başbakana ve hükümet üyelerine. Başbakan bu olayı bu şekilde siyasallaştırma, olayı AKP karşıtı eylemler olarak göstermesi Gezi olaylarını daha da artırdı. Milleti kutuplaştırmaya sürükledi. Hükümetin son bir yıl içerisindeki icraatlarından rahatsız olanlar sadece muhalifler değildi ki, AKP seçmeni pek çok kişi de rahatsızdı. Ama başbakan bilerek ve isteyerek toplumu bölme, parçalama adına bu mitingleri yapmayı göze aldı. Yani bu senin dediğin gibi siyasi bir manevra değil, siyasi bir tuzaktır. Buda bir başbakana yakışmaz. Her defasında ağzından düşürmediği Şeyh Edibali'nin o sözlerinin aslında başbakan için hiç bir şey ifade etmediğini de ortaya koyar.
erkan cevahir 11 Yıl Önce
aslında uzun bir eleştiri yazısı yazmıştım ama sonra vazgeçtim, şu kadarını söylemek yeterli; olayların kalkışmaya dönüşmesi bülent arınçın özür dilemesinden sonra gelişmiştir. devleti acz içine düşürdüklerini zannetmelerine neden oldu ve ipin ucu o özürden sonra kaçtı... gören göz gezi sürecinin bir kemalist orta sınıf kalkışma olduğunu görüyor ve bunu kitlelerin hareketlerinden kullanılan dilden, taleplerden okuyor.
cevdet aydın 10 Yıl Önce
cok değerli kardeşim YAHYA haziran ayından beri MERHABA diyorsun yeter gibi bana geliyor.....başka yazılarını okumak istiyoruz YAHYA kardeşim.
cevdet aydın 10 Yıl Önce
merhaba............
cevdet aydın 10 Yıl Önce
merhaba.............
CEVDET AYDIN 10 Yıl Önce
YAHYA bey kusura bakma 3. kez MERHABA diyorum.
oflu alim 10 Yıl Önce
bir merhaba da benden . merhaba
cevdet aydın 10 Yıl Önce
yahu YAHYA kardeşim inadına 4.kez MERHABA diyorum....bana cevab verene kadar merhaba diyeceğim kusura bakma.
cevdet aydın 10 Yıl Önce
merhaba.
cevdet aydın 10 Yıl Önce
sevgili yahya kardeşim 12 ay oldu ALLAH aşkina birak bu MERHABA demeyi'de,birazda SOMA'da olan kardeşlerimizden bahset OLMAZMİ....kusura bakma MERHABA.
cevdet aydın 10 Yıl Önce
SAYIN YAHYA kardeşim yazının DEVAMİNİ bekliyorum!!!!!!!!!!!!!.
cevdet aydın 10 Yıl Önce
hocam bak yârin BAYRAM var bir kelime konuş NE OLUR,İYİ BAYRAMLAR YAHYA BEY.NOT=merhaba.