Ya istikrar, ya iktidar

Türkiye bu pazar yeni bir seçime daha gidiyor. Bu seçim sadece ülkemiz için değil bölgemiz için  hatta dünya için de son derece önemli bir seçimdir. Kaynayan ve merkezi kayan bölgenin en önemli aktörlerinden olan Türkiye’nin yaşadığı sıkıntılarda bu seçim ya yeni stratejiler, yeni umutların geliştirmesine neden olacak ya da umutsuzluğun, kendi içine gömülüp onun için yazılan senaryoların bir parçası olacak.

 

Türkiye son 13 yıl içinde seçimleri hep yasal süresi içinde yapmıştı. Fakat 7 Haziran seçimleri sonucunda yaşanan süreç herkesin malumu olduğu üzere bir siyasi süreç getirdi. Seçim sonuçlarının oluşturduğu tablo koalisyon hükümetini doğurdu. Fakat, çeşitli nedenlerle koalisyon hükümeti kurulamayarak Türkiye’de ilk kez seçim yenileme formülü ile anayasal zorunluluk sonucu hükümet kuruldu ve seçimlerin yenilenmesine karar verildi.

 

7 Haziran seçimlerinde tüm siyasi aktörler ülkenin siyasi istikrarının bitirmek için adeta fikir ve işbirliği içinde hareket etti. Bu işbirliğine iktidarın da yanlışları eklenerek Türkiye’de devam eden siyasi istikrar sona erdi. Sonuç olarak tek başına iktidar dönemi bitmiş  koalisyonlu iktidar formüllerinin olduğu bir dönem doğdu. Halkın verdiği bu karar siyasiler tarafından yeterince algılanamayınca kısa süreliğine Türkiye yeniden seçime gidiyor. 1 Kasımda yapılacak seçimler ya siyasi istikrarın devamı olacak ya da yıllarca iktidar olamayan partilere iktidar olma yolunu açacak. Yani yeniden bir koalisyon hükümetleri dönemini yaşanacak. Gerçi madem yönetim biçimi olarak kabul edilmiş öyleyse demokrasinin sonucu olan milletin iradesine göre hareket edilmelidir. Halkın arzusu nasıl tecelli etmişse o minval üzere yol takip edilmelidir.

 

Türkiye’de ne oldu da yakaladığı siyasi istikrar bir anda kayboldu? Öncelikli olarak uzun yıllar iktidar olmanın verdiği bir şımarıklık oldu sanırım. Halkın değil kendine yakın halkanın isteklerine kulak verilir oldu. Ehliyetsiz, “padişahım çok yaşa” zihniyetine sahip, kraldan çok kralcı olan kesim öne çıktı. Ülkenin âli menfaatleri değil kendi âli menfaatleri önem kazandı. İlk günkü samimiyet, dava aşkı kayboldu. Bunun karşısında iktidarın yaptığı yanlışları farklı boyutlara çeken ve Türkiye için farklı emelleri olan bütün kesimler amaç birliği yaptılar. Hangi ideolojiden, hangi inançtan ve hangi kökenden olursa olsun iktidarın gitmesinde birleşen bir yerli ve yabanı siyasi blok birlikte hareket etti. Öyle bir bloklaşma meydana getirildi ki bugüne kadar bir araya gelemeyen siyasi aktörler ayrı gayrı demeden siyasi paslaşmalar içine girdiler. Bu muhalefet koalisyonunu halk için yapmadılar. İktidar partisi gitsin de ne olursa olsun mantığıyla yaptılar. Halkın da zihninden geçen şımaran ve asli amaçlarından uzaklaşan iktidara ders verme amacı birleşince 1 Haziran sonrası bu tablo oluştu. Kulak çekmeyi murat eden halk biraz elinin ayarını kaçırarak istemediği sonucu sebebiyet verdi. Aslında ta seçim akşamı bu yanlışın farkına vardı halk. Belki böyle olması hayırlı olacak. İkaz ve uyarılar siyasilere asli işlerini hatırlatmış olacaktır.

 

Geldiğimiz durumda tablo değişir mi değişmez mi diye papatya falı bakanlar var. Kamuoyu yoklamaları az da olsa durumun iktidar partisi lehine değişeceğine işaret ediyor. Temel düşünce HDP’nin alacağı oyların diliminin iktidarın şekillenmesinde önemli bir faktör olduğunda birleşiyor. Emanet ve “çalıntı” oylar tekrar HDP’ye döner mi? Yıllarca söylediğimiz sözleri yine tekrar etmek gerekirse halkın güvenliğini sağlarsa, devlet halkın yanında olduğu güvenini verirse, sandık güvenliğini sağlanırsa halkın iradesinin gerçek manada sağlıklı bir şekilde sandığa yansımış olur. Eminim ki HDP’nin önünü açma adına verilen tavizlerin sonucunda yaşananlardan bugün ders çıkarılmıştır.

 

Seçim için artık son haftaya girdik. Sadece ülkemiz için değil bölge ve dünya için son derece önemli olan bu seçimin sonuçlarına bel bağlayan yerli ve yabancı çok kesim var. Bakalım Türkiye’nin yaşadığı bir fetret dönemi mi yoksa gerileme dönemi miydi? Seçim sonuçları bunu gösterecek. Eminim ki Türk Milleti bu yaşanan süreci en sağlıklı şekilde gözden geçirip değerlendirmesini yapıp karar verecektir. Gerek etrafımızda yanan ateş gerekse ülkenin içinde bulunduğu durum halkın karar vermesinde en büyük etken olacaktır. Bakmayın sönük bir kampanya dönemi yaşandığına halk kararını vermiş durumdadır. Bu seçimde halk herkese gerekli dersi verecek gibi görünüyor. Birkaç cümle de anketler için söylemek gerekir. Bu seçimde anketlerin epey yanılacağını düşünüyorum. Çünkü millet yaşanılan bu türbülans durumundan ya da fetret döneminden çok sonuçlar çıkarmışa benziyor. Sadece ülkemizin değil dünyanın merakla beklediği bu seçimin halkımızın iradesinin en sağlıklı şekilde tecelli etmesini umuyorum. Milletimiz kendisi için neyi takdir edecekse onu alıp baş üstü yapmak gerekir. Her şey millet için her şey yeniden büyük Türkiye için. Bu yolda her şey gönlünce olsun Türkiye’m!

YORUM EKLE

banner81

banner22

banner21

banner24