TEOG Kalksın dedi Reis

Nur topu gibi bir meselemiz oldu. Meselemiz TEOG’un kaldırılma meselesi. Elinizi çabuk tutup bu işi de halledeceğiz. Tıpkı ihalelere verilen süreler üzerindeki pazarlık gibi. Biz neleri “hallettik” bunu da mı halledemeyeceğiz. Hazır olun çocuklar yeni bir sistem geliyor.
 

 

Şu bizim maarif meselemiz gerçekten çok büyük fırtınalar yaşadı, yaşıyor, böyle giderse yaşayacak. Ne garip bir şeydir ki aynı iktidar döneminde bile bir çok bakan değiştirerek aslında meselede akıl birliğinin sağlanamadığını anlıyoruz. Her gelen bakan sanki başka iktidarın bakanıymış gibi birbirini pek de tamamlayamayan bir uygulama imza atmış.Her değişiklik yeni mağdurlar meydana getirmiş. Mağdur olanların haklı feryatları da ülke siyasetinin hararetli tartışmalarına kurban gitmiş. Yeni nur topu gibi bir eğitim sorunumuz oldu hafta sonu cumhurbaşkanının açıklamalarından sonra. Yurt dışına çıkmadan her zaman yaptığı gibi bir konu atıp onu tartışmasına alışıktır halkımız. Şimdi yine bir yurt dışı gezisi eğitim alanında bomba atmış ülke gündemine gelene kadar tartışılsın olgunlaşsın sonra gerisi halledilir. Ya da toz duman içinde olan ülkenin bu işi tam da anlamadan kabul edilsin.

 

Her değişiklik ve değişim  pek tabiidir ki sıkıntılar doğurur. Değişimler hele eğitim gibi ülkenin geleceğine etki edecek bir değişimden bahsediyorsanız bunun sancıları daha büyük olur. Sözüm ona insanları stresten kurtarma adına yapıldığı söylenen değişiklik aksine öğrencileri ve velileri daha büyük sıkıntıya ve strese sokacaktır, hatta şimdiden sokuyor. Veliler şimdi kara kara düşünüyor. Çocuklarının geleceği ne olacak diye. Eğitimde fırsat eşitliği ilkesi Türk Milli Eğitimin temel ilkelerinden olsa da bunu tam manasıyla hiçbir zaman yaşayamadı ülkemiz. Fakir, fukara, garip, gruba Anadolu evlatları bin bir zorluklarla tırnaklarıyla kazıyarak geldikleri yerlere karşın zengin bebeleri için istikbal onlara hep altın tepsiyle sunuldu. Kaybeden gene Anadolu evlatları olacak. Anadolu’nun kaybetmesi ülkenin gerçek fedakarlarının kaybetmesi olacaktır.

 

 

Ülkesinde bu kadar genç nesil barındıran bir ülkenin sınav sisteminin olması kaçınılmazdır. Hal böyle olunca iş yeteneklerin ve ilgilerin tespitinde adaletli bir sisteme ihtiyaç duyuluyor.  Adına ister TEOG ister SBS, ister OKS ne derseniz deyin sınavlarla yaşayacağız. Bunu anladık ve kabul ettik. Yeni gelecek sınavın adeta gökten zembille iner gibi inmesi, nasıl olacağı, ne zaman olacağı gerçekten yeni mağdurlar ortaya çıkarıp çıkarmayacağı konusunda veliler tedirgin. Durup dururken bir anda TEOG değişecek demenin altında yatan sebebi vatandaş çözmeye çalışıyor.

 

 

Şöyle eğitim konusunda yapılanlara baktığımızda görüyoruz ki bunca yıl ülkede iktidarı elinde bulunduran cumhurbaşkanının eğitim konusunda iyi danışmanları bulunmuyor. Belki de eğitimci danışmanı yok. Eğitimci danışmanı varsa öyleyse onlar fikir beyan etmekten mi çekiniyorlar? Hepimiz bilmeliyiz ki ülke için kalıcı değişimler ancak eğitimle olur. Onun haricindeki değişimler yavan, uçarı, anlık olur. Devir biter, her şey eskiye döner.

 

Cumhurbaşkanı talimat vermiş bizim zamanımızda bunlar yoktu şimdi var bu işi halledin ve ülke gündeminden çıkarın. Eğitim, yola, suya, köprüye, hastaneye benzemez bunların hepsini kapsar, hepsini içine alır. Bence bu işten de bir hayır çıkarmak lazım. Ülkenin eğitim felsefesini masaya yatırıp ülkeyi yönetenler eğitimin durumunu gerçekten öğrenmeliler. Birileri yıllar önce kurduğu sistemle birilerinin istediği gibi insan yetiştiriyoruz. Ama bizler ise eğitime yaptığımız yatırımlarla övünüyoruz. Kitap basmak, okullar yapmak, okulları bilgisayarlarla donatmak güzel de insan yetiştirmenin derdine hala düşemedik. Ömür bitecek akıl gelecek bizler de boşa geçen ömre üzüleceğiz.

 

 

Dershaneleri kapatacaktık ama olmadı. Okullara kurslar açtık çoğu iş olsunu geçemiyor. İki katını da verseniz tatmin edemiyorsunuz öğretmenleri. Ya o paraya yapmıyor; ya da üstünkörü yapıyor. Parası olan veliler, adı kurs kendi dershane olan yerlere ya da özel ders veren kişilere veriyor çocuklarını. Ne güzel olurdu aslında herkes istediği okula gitmesi. Başarısına, ilgisine ve yeteneğine göre gidebilecek okulları ve okul kadrolarını oluşturduktan sonra öğrencilerin de velilerin de endişesi kalmaz. Velilerin endişe duyduğu her geçiş döneminde mağdurların olmasıdır. En değerli varlıkları evlatları olan, maddi olarak sorunlar yaşayan veliler için devlet en büyük güvencedir. Devlet de bu güveni boşa çıkarmamalı, adaleti en temel prensip yapmalı kendine. Bir beklentimiz varsa ülke içindir kendimiz için değil. Eğitim sisteminin siyasi iktidar tarafından parça parça değil tümüyle masaya yatırılmasıdır.

 

 

YORUM EKLE

banner81

banner22

banner21

banner24