Sokaktan eve açılan kapı

     Sokaklar bir toplumun içinin dışa vurumunu ifade eder. Onun için sokaklar evler kadar önemlidir. Belki de sokak kimi zaman evin önüne geçmektedir. Sokağın temizliğine, düzenine ve ahlakına bakarak evlerin içinde neler olduğundan haberdar olabiliriz. Belki evlerde bazı şeyler gizlenir fakat sokakta her şey ortada olduğu için sokak daha reel ve yalın bilgi verir. Sorun sokakta mıdır? Elbette hayır. Sokak toplumun iç yapısının dışarıya aksetmesi olduğu için sokağı bir teşhir yeri ya da televizyon ekranı olarak ifade etmek daha doğru bir ifade biçimi olur.
 
     Bir ara televizyonlarda reklâmlarda ‘’Tehlikenin farkında mısınız?’’ diye bir slagonvari bir söz vardı. Sokak tehlikenin ya da sükûnetin ifadesi olduğu için bu konu son derece hassas görülmelidir. Evden mi sokağa gitsek; sokaktan mı eve gitsek? Nereden gidersek gidelim aynı sonuca varırız. Sokaklarında serserilerin arttığı, kötü alışkanlıkların adeta katlanarak çoğaldığı uyuşturucunun alabildiğine aleni hale geldiği, ahlaksızlığın kol gezdiği, sevgi ve saygının yerine korku ve hayasızlığın aldığı bir dünya da ülkede tehlike artık en ince kılcal damarlara kadar ulaştı demektir.
 
     Aileden sokağa doğru çıkalım bakalım olay nasıl cereyan ediyor. Bu sokaktakiler hepsi bir evden ve bir aileden yetişiyor. Ailede öğrendiklerini ya da öğrenemediklerini sokakta ortaya koyuyor. Günümüzde teknolojinin gelişmesi ile iyi ya da kötü‘’her şeye’’ ulaşmak mümkündür. İyiye ulaşmak için toplumsal normlarda iyi ve kötü kavramını öğretmek gerekir. Bütün istediklerine kolay ulaşmanın rahatlığına alışan bireyler bu alışkanlıklarının karşılanmadığında bir şeylerinden feragat ederek bunu karşılamanın yolunu tutacaklardır. Daha küçük yaştan itibaren yüksek meblağlı hediyelerle taltif edilen çocuklar için artık bunun aşağısı kesmez. Böyle yok demeye alışmamış her istediği yüksek perdeden karşılanmış insan yavrusu sokağa çıktığı zaman artık kendinden daha yüksek maddi imkâna sahip olanlarla karşılaşınca o da aynı şeylere sahip olmak isteyecektir. Geçmişten gelen alışkanlık nedeniyle artık onun için yok diye bir şey yoktur. Hep vardı. Var olmalı. Var olacaktır.
 
     Yaşadığı hayatta eksikliğini görmediği imkânlarla adeta maddeye bağımlı hale gelen bireyler bunun eksikliğinde adeta krize girerler. Bunu karşılamak için her türlü kuralsızlığı yapmaktan geri durmazlar. Hısızlık, arsızlık, iffetsizlik gibi yola başvururlar. Değerler adına hiçbir şeyle donatılmayan, eğitilmeyen bu tarz kişiler için varsa yoksa maddi duyguların karşılanmasıdır. Maddi duyguları karşılayacak olana; madde bir şekilde karşılansın da ne olursa olsun. Ne kadar para lazımsa o kadar hırsızlık ve namussuzluk yapan bireylerin olduğu bir toplum haline gelince bunu daha iyi anlıyoruz. Değerlerini üç beş kuruşa satan, onu basit bir şey olarak gören bir sokak yığınlarının evlerinde demek ki hiç huzur ve güven yoktur. Manevi varlığını maddi varlığına armağan eden bir sokak için düşünüp karalar bağlamalıyız. Başımızı iki elimiz arasına alıp nerede hata yaptık diye kendimizi sorgulamalıyız.
 
     Bir toplum için son ocak evdir, ailedir. Bunun içine de zehir atılmış, pimi çekilmiş bomba bırakılmıştır. Herkes bunun farkına varmalıdır. İstemese de birkaç adım sonra varacaktır. Çünkü bugün birilerinin çocuğu varsa sokakta yarın hepimizin çocuğu olabilir. Tehlike geliyor. Buna herkes kendince tedbir almak zorundadır. Yarın dizini dövmek istemeyenler bugün dizilerini iyi seçsinler. Ailelerin rol model olamadığı çocuklar için iti kopuk bir sürü rol model var zaten Televizyonlarda. Biz yetiştirmeyelim bırakalım onlar yetiştirsin onların yetiştirdikleri bizim olmaktan çıkmışlardır.
 
     İnsanlar mutluluk için neleri seçtiklerine iyi bakmalıyız. Maddi varlıkla mutlu etmeye alıştırılan insan bunun yoksunluğunda mutsuz olacaktır. Hatta bunu elde etmek için her türlü gayri meşru yola tevessül edeceklerdir. Bu yozlaşmanın önüne geçmek için insanların ruhlarının doyurulması gerekir. Asıl yoksulluğun maddi yoksuzluk değil manevi yoksuzluk olduğunun önemini evimize ve sokağımıza öğretmeliyiz. Bunu es geçtiğimizde işte sokakta gördüğümüz ahlaki yozlaşma artarak devam edecektir. Üç kuruşa kendini satan da bulursun adam öldüren de bulursun yani aşağılık her türlüsünü bulursun. Sokak SOS veriyorsa evde durum çok daha kötü demektir.
YORUM EKLE
YORUMLAR
mehmet VURAL  İSTANBUL BAHCELİEVLER BELEDİYESİ
mehmet VURAL İSTANBUL BAHCELİEVLER BELEDİYESİ - 11 yıl Önce

Çok güzel tesbitler.Hakikaten aileler her milletin mihenk taşıdır.Bir milleti devleti ayakta tutan sağlam aile yapısıdır.Bu konu çok mühim bir konudur.Bütün stk'lar belediyeler,vakıf ve dernekler el ele verip çocuklarımıza gerçek manada sahip çıkmamız.Onlara manevi aşılarımızı yaptırtmalyız.

banner81

banner22

banner21

banner24