Sen neymişsin be kenevir

 

Türkiye’nin gündemi çok sık değişmesine alıştık. Kimi zaman nasıl, niçin, kim tarafından değiştirildiğini de anlamadan birden değişen gündemin içinde buluyoruz kendimizi. İçinde bulduğumuz gündemle yatar, kalkarız, bir de bakmışız ki ülkenin genel yapısı itibariyle bir taraftan savunanlar, bir taraftan karşı çıkanlar olarak yeni bir iktidar mücadelesinde buluruz kendimizi.

 

Türkiye’nin yaklaşık iki haftadır yeni bir gündemi oldu. Kenevir üretiminde Türkiye, ‘ben de varım’ dedi.19 ile kenevir piyangosu. Durup dururken mi oldu kenevir çıkışı? Neden daha önce değil de şimdi? Bu çıkış Türkiye’nin geldiği noktada bağımsız davranışlar sergilemesi anlamına mı geliyor? Yoksa seçime malzeme yapmak için bir gündem değiştirmesi mi? Bu minval üzerine üretilecek çok soru geliyor insanın aklına

 

Kamuoyunda tartışılmasına bakılırsa “her derde deva” bir bitkiymiş kenevir. Yiyecekten içeceğe, giyecekten ilaca, ev araç gereçlerinden kâğıda, otomotivden kozmetik yapımına   kadar hayatın tüm alanlarında kullanılıyor olması gerçekten çok ilginç. Bu yönüyle bir çeşit bor madenine benziyor kenevir. Bizim çocukluğumuzda etrafımızda sınırlı da olsa dikimi yapılırdı. Özellikle yük taşımanın önemli olduğu o günlerde sağlam ip yapılırdı kenevirden. Aynı zamanda giyinmek için içlikler de yapılırdı.

 

Bugün dünyada 4 milyar dolar gibi önemli bir ekonomik hacme sahipmiş kenevir bitkisi.2025 yılında ise bu miktar 11 milyar dolar olacağı tahmin ediliyor. O nedenle ekonomide hedef büyüten ülkeler bu pazarda geri kalmamak için elini çabuk tutmak istiyor. Görünüşe bakılırsa Türkiye de geç kalmamak için kenevir konusunda elini çabuk tutan ülkelerden olmaya çalışıyor.

 

Özellikle fosil yakıtlarla çevre kirliliği hat safhaya ulaşıyor. Oksijen üretimi bakımından önemli görülen kenevir “her derde deva” olmaya devam ediyor. Kenevir hem kısa sürede yetişiyor hem de yüksek oranda oksijen sayesinde tam bir çevreci bir ürün. Zararlı böceklerle mücadelede kimyasal ilaç kullanmadan böcekleri uzaklaştırıyor. Kâğıt kullanımında ise ağaçtan daha ucuz ve kullanışlı. İlaç sanayinde çok özel bir yere sahip olan kenevir bitkisi yoğun kullanımı olursa kimyasal ilaç sanayinin kullanımını azaltabilir. Uyuşturucu yapımının da önemli bitkisidir kenevir. Yıllarca ekim, dikiminin yasaklanmasının önünde en büyük engeldi uyuşturucu yapımı. Şayet sıkı kontrol edilmezse uyuşturucu üretimi ve tüketiminde istenmeyen vakalarda artışlar olabilir. Türkiye’de bu işi sabote etmek için olumsuzluk vakalarında artışlar da görülebilir. Her şeyde olduğu gibi kenevir konusunda da temkinli olmak lazımdır. Ancak insanın bu kadar değerli bir bitkiden uzak kalmasına anlam veremiyor. Bir de sen neymişsin be kenevir diyesi geliyor insanın.

 

Her “derde deva “olan kenevir ekimi devlet eliyle kontrollü serbest bırakılacak olması inşallah Türkiye’nin milli sanayi hamlesinin devamı niteliğinde bir girişimdir. Yıllarca bizi kenevir üretimi konusunda baskı altında tutanlardan henüz kayda değer bir ses çıkmaması ilginç bir durumdur. Maddi ve manevi yansımalarını göreceğiz. Umarız kürsülerden ve sosyal medyada “her derde deva” olarak lanse edilen kenevir bize çok şey katar.  Yoksa bir süreliğine gündemimizi değiştirmek için kullanılan bir dolgu malzemesi olarak mı kalacak? Elbette hepimiz yerli ve milli olan, sağlıklı bir çevre ve dünya özleminde kenevirin olumlu katkısından gurur duyarız. Hele ülke olarak morale ihtiyacımız olduğu böyle bir dönemde olması çok daha anlamlı olur. Ne suni gündem istiyoruz ne suni dünya. Sahici olsun, milli olsun, bizden olsun. 

 

 

 

 

YORUM EKLE

banner81

banner22

banner21

banner24