PEYGAMBER VE ÇOCUK

Birkaç gün önce camide namaz kılmak için mahallemizin camisine gittiğimde cami içerisinde tuhaf bir olayla karşılaştım. Yaşlılardan birkaç tanesi camiye gelen çocuklara bağırıp çağırıyordu. Çocukların camiye gelmelerini istemiyorlardı. Neymiş efendim ses yapmaktalarmış!

Öncelikle şunu başlangıçta yazayım ki her geçen gün camilerimizde ki bulunan Müslümanların yaş ortalamalarına baktığımızda cami cemaatinin yaşlılardan oluştuğu ve cami içerisinde vakit namazlarda birkaç genç ve çocuktan başka kimsenin olmadığını görmekteyiz. Cami cemaati yaşlanmakta.

Peki Peygamberimizin çocuklara yönelik uygulamaları nasıl diye bir düşünme içerisine girdiğimizde durum hiçte bugün cami cemaatimizin etmiş olduğu muameleyle uygunluk arz etmediğini görmekteyiz.

Hadislere bakalım. Hadislerde peygamber ve çocuk camide nasıl da bir ve beraber olarak bir davranış içerisinde olmuşlar?! Abdullah bin Şeddâd, babasından şöyle naklediyor: “Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bir akşam veya yatsı namazında yanımıza gelmişti. Hasan veya Hüseyin’den birini omzuna almıştı. Öne geçip çocuğu yere bıraktı. Sonra tekbir getirip namaza durdu. Namaz sırasında secdeyi çok uzattı. Başımı kaldırıp baktım. Bir de ne göreyim! Secdede olan Resulullah’ın sırtına çocuk binmiş duruyor. Ben hemen secdeme geri döndüm. Namaz bitince cemaatten:

– Ey Allah’ın Resulü! Namaz sırasında öyle uzun bir secde yaptınız ki, bir hadise meydana geldi veya sana vahiy indi zannettik!” diye soranlar oldu. Rasûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- şöyle cevap verdi:

“– Hayır! Bunlardan hiçbiri olmadı. Lakin, torunum sırtıma bindi. Ben de, acele edip hevesi geçmeden sırtımdan indirmeyi uygun bulmadım.” (Nesâî, İftitah, 83)

Zaman olmuş Allah Resûlü rukû sırasında bacaklarının arasından geçmek isteyen çocuk için ayaklarını aralamış, müdahale ederek gönlünü kırmamıştır. (Suyutî, Tarihu’l-hulefâ, s. 189) Kızı Zeyneb’den olan torunu Ümâme omzunda olduğu hâlde namaz kılmış, rükû ve secdeye gittikçe yere bırakmış, kıyama kalkarken tekrar omzuna almıştır. (İbn-i Sa‘d, Tabakât, VIII, 232)

Yine Efendimiz secdeye gittiğinde bazen Hasan ve Hüseyin -radıyallahu anhümâ- gelip sırtına binmişlerdir. Allah Resûlü secdeden kalkarken onları yumuşak bir şekilde alıp yere koymuş, secdeye vardığında onlar yine sırtına binmişlerdir. Bu durum namaz bitene kadar böyle devam etmiş, namaz bittiğinde de Resûl-i Ekrem Efendimiz hiç kızmadan onları alıp dizine oturtmuştur. (İbn-i Hanbel, II, 513) Zaman olmuş Efendimiz hutbe okurken mescide tökezleyerek giren torununu kaldırmak üzere hutbesini kesip aşağıya inmiş, evladını kucaklayarak minberin üzerine oturtmuş ve hutbesine devam etmiştir. (Tirmizî, Menâkıb, 30/3774)

Allah muhafaza eğer böyle gençlerimizden ve çocuklarımızdan camilerimiz uzak kalmaya devam ederse yakın bir gelecekte camilerimiz gayri Müslimlerin ibadetleri gibi yani Hıristiyanların kiliseleri ve Yahudilerin havraları gibi cemaatsiz kalacaktır. Kiliseler ve havralar bugün itibariyle varsa yoksa üç beş cemaati vardır başkaca bir kimse içeride yoktur.

Bundan dolayı camilerimizdeki yaşlılarımız ve cami yetkilileri hiç vakit geçirmeden camilerimizde çocuk sesleri işitmeye alışması lazım gelmektedir. Eğer bugün bu çocuklar ses yapıyor diye camiden kovulursalar Allah muhafaza zaman ilerleyip büyüdükçe artık camiden soğumaya başlayacak ve camiye gelmemeye çalışacaklardır. Buda camilerimizin garip kalmasına ve evlatlarımızın dünya ve ahretlerini kaybetmelerine sebep verecektir.

Camilerimizin hayatın içerisine çekmek istiyorsak çocukların seslerine alışmalı ve camilerimizde cemaatin namazını bozmayacak şekilde koşup oynamalarına geleceğimiz adına sabır göstermeliyiz…

YORUM EKLE

banner81

banner22

banner21

banner24