Musikimiz

Birkaç gün önce okulda yedinci sınıfta “Musikimizde ki dini motifleri” işlerken öğrencilerimden biri  Nizamettin Hoca “Bir Müslüman müzikle ilişkisi nasıl olmalıdır?!” diye sordu. Bende kendisine müzikle durumumuzu ayrıntılı bir şekilde ifade etmeye çalıştım.

Öncelikle biz Türkler 761 Talas savaşıyla İslamlaştığımızı önemle vurgulamak isterim. Bizler daha önceleri şaman inancına sahipken bu savaştan sonra İslami düşünüp yaşamaya başladık. Yeni dinimiz İslam  bizlerin  tüm İslam’a uymayan kültürel öğelerimizi baştan aşağı değiştirmiştir. Güzel dinimiz İslam’ın değiştirdiği değerlerden biride müzik olmuştur.

        İslam‘la birlikte yaklaşık  on birinci asırda yaşamış büyük alim ve Allah dostu özellikle sonra ki yakın dönemlerde dünyaya gelmiş büyük Allah dostları ve alimleri etkilemiş olan Hoca Ahmet YESEVİ ki Mevlana’yı, Yunus Emre’yi, Hacı Bektaşi Veliyi ve daha başkaca onlarca büyük Allah dostu ve alimi yetişmelerinde etkilemiş olan bu zattan sonra bizlere miras olarak kalmış olan Türk Halk Müziği ve Türk Sanat Müziği bizlerin dedelerimizden ve ninelerimizden miras olarak kalmış olan müzik türleridir.

           Halkımız nezdinde büyük bir sahiplenme duygusu meydana getirmiş olan “Diriliş” adlı dizinin bir bölümünde  Ertuğrul’un babası Süleyman Şah dedemiz arkadaşlarıyla bir toy  toplantısı akabinde arkadaşlarına hitaben haydi arkadaşlar Hoca Ahmet YESEVİ Hazretlerinden bir özlü söz söyleyin de dinleyelim dediğinde arkadaşlarından biri saz eşliğinde Hoca Ahmet YESEVİ’NİN eseri Divanı Hikmet’ten özlü bir sözü saz eşliğinde okumuş ve diğerleri bu esnada kendilerinden geçmişlerdir.

             Türk Sanat Müziği ile ilgili olarak ta yakın tarihimizde yetiştirdiğimiz büyük ustaları  öyle bugünün yeni yetişmeleri gibi bugün bizlerin Rak müzik piyasasında bir eser yapıldığında en fazla üç beş ay sonra unutulduğu günümüzde adlarını iftiharla yazacağım Dede Efendiler, Itriler ve  Tamburi Cemil Beyler   biz torunlarına kendilerinden her daim hayırla bahsedeceğimiz zamana meydan okuyan mükemmel eserler kaleme almışlar ve bunları icra ederek biz torunlarının istifadesine sunmuşlardır.

               Bir müddet önce Kültür Bakanlığımızın dedelerimiz  Dede Efendiler, Itri’ler ve Tamburi Cemil Beylerin bu zamana meydan okuyan eserlerini usta sanatçılara okutmuş ve biz torunlarının istifadesine sunmuşlardı da ben Kültür Müdürlüğümüze başvurmuş ve almak istediğimde bu eserlerin CD’LERİ bittiğinden alamamıştım.

               Günümüze baktığımızda günümüzde sanat müziği ve halk müziği unutulmaya yüz tutuğunu ve gençlerimizin çağdaş olduklarını iddia eden Avrupa’nın! Rak müziğini sahiplendiklerini görmekteyiz. Burada acizane  ben şu iyidir şu kötüdür demeyeceğim fakat her aklı selimin söylediği şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki Rak biz Müslüman Türklerin müzik kültürüyle bağdaşır bir yanı yoktur. Bu müzik türlerin bir kısım  kadın sanatçıları  gerek söylemleriyle gerek giyim kuşamlarıyla bizlerin inancına ve geleneklerine ne kadar ters olduğunu her hal sizlerde anlayabilirsin.  Bundan dolayı da bu insanların dinlenmeleri güzel dinimizce yasak olduğunu söylememizde herhangi bir sakınca olmasa gerektir.

            Gençlerimiz Rak parçalarına muhabbet besledikleri açık olduğundan şunu en azından söyleyelim ne olur açık saçık giyinen ve açık saçıklığı teşvik eden ve inancımıza geleneklerimize ters olan parçalara karşı biraz olsun duyarlı olalım.     

YORUM EKLE

banner81

banner22

banner21

banner24