Kur’an-ı Kerim’de Allah’ın Öğretisi-17

Allah’ın İsimleri (Esmâ-i Hüsnâ=En Güzel İsimler)-13

Allah’ın en güzel isimleri olan doksan dokuz ismini açıklamaya devam ediyoruz.

65-VÂCİD

Allah'ın en güzel isimleri olan "Esmaü'l-Hüsnâ" dan biri de el-Vâcid’dir.

Vâcid kelime anlamı açısından ‘İstediğini istediği zaman bulan; hiçbir şeye muhtaç olmayan’ anlamına gelmektedir.

El-Vâcid: Hiçbir şey kendisine gizli kalmaz.

El-Vacid: Kendisine acizlik ve fakirlik ârız olmayan, mutlak zengin olan.

El-Vâcid: Her istediğini isteği zamanda bulan. El-Vacid: Kerem ve ihsanı bol olan, her şeyi var eden O'dur.

Vâcid , bulan, vücuda getiren, hiçbir şeye ihtiyacı olmayan anlamına gelir. Yüce Allah istediği şeyi, istediği canlıyı istediği zaman bulur, hükmünü hemen yerine getirir. Bir şeyi bulmak için, meydana getirmek için O’nun zamana, mekana, plana veya başka bir şeye ihtiyacı yoktur. Hiçbir canlı O’ndan gizlenemez. Hiçbir şey O’ndan kaçamaz. O’nun hiçbir şeye ihtiyacı yoktur. Her şey O’na muhtaçtır.

Cenab-ı Hakk’ın, herhangi bir şeyi ele geçirmek için; zaman kollamaya bunu sağlamak amacıyla önlem almaya ihtiyacı yoktur. Her şey daima O’nun huzurundadır. Dilediği an hükmünü infaz eder ve bunda da O’nun için hiçbir zorluk söz konusu olmaz. Ne lütfunu hemen kullarına ulaştırmada, ne de cezasını yerine getirmekte O’nun için bir güçlük bulunmaz.

Yüce Allah Kur’an-ı Kerimde bazı ayetlerde şöyle buyurmaktadır:

“Bir şeyi dilediği zaman, O’nun emri o şeye ancak “Ol!” demektir. O da hemen oluverir.” (Yâsîn Suresi 82. Ayet)

“Seni ihtiyaç içinde bulup da zengin etmedi mi?” (Duhâ Suresi 8. Ayet)

“Her şeyin hazineleri sadece bizim katımızdadır ve biz oradan indirdiğimizi belirli bir ölçüye göre indiririz.” (Hicr Suresi - 21 . Ayet)

“Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır. Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Fetih Sûresi,7. Ayet)

“Ey insanlar! Siz Allah’a muhtaçsınız. Allah ise her bakımdan sınırsız zengin olandır, övülmeye hakkıyla lâyık olandır.” (Fâtır Suresi 15. Ayet)

“Allah, yere gireni, yerden çıkanı; gökten ineni ve oraya yükseleni bilir. O, çok merhamet edicidir, çok bağışlayıcıdır.” (Sebe’ Suresi 2. Ayet)

“(Ey Muhammed!) Sen hangi işte bulunursan bulun, ona dair Kur’an’dan ne okursan oku ve (ey insanlar, sizler de) hangi şeyi yaparsanız yapın, siz ona daldığınızda biz sizi mutlaka görürüz. Ne yerde, ne de gökte, zerre ağırlığınca, (hatta) bu zerreden daha küçük veya daha büyük olsun, hiçbir şey Rabbinden uzak (ve gizli) olmaz; hepsi muhakkak apaçık bir kitapta (Levh-i Mahfuz'da yazılı)dır.” (Yûnus Suresi 61. Ayet)

66-MÂCİD

Allah'ın en güzel isimleri olan "Esmaü'l-Hüsnâ" dan biri de el-Mâcid’dir

Mâcid Allah’a nispet edildiğinde “yetkinliğin karşıtı olan her türlü nitelikten münezzeh, lütuf ve ikramı bol” anlamına gelir.

Mâcid; şânı ve kadri büyük; kerem ve cömertliği bol demektir.

El-Mâcid: Kadri ve şanı büyüktür.
El-Mâcid: Şanı yüce, kerem ve iyilikleri bol olan O'dur.

El-Mâcid: Azamet ve şerefle vasıflandırılmış, şanlı, şerefli, şanı yüce ve keremi bol olan, şanı büyük, kerem ve cömertliği sonsuz olan demektir.

Allah Teâlâ, yardımı, ihsânı bol olandır. O’nun kullarına olan kerem ve cömertliği ifadeye sığmaz, ölçüye gelmez. Bir taraftan kullarını iyi işler yapmaya muvaffak kılar; öbür taraftan onları güzel sıfatlara sahip olduklarından dolayı över. Kusurlarını af eder, onları bağışlar.

Mevla’nın kullarına verdiği nimetler ölçüsüzdür. Çünkü O, sevdiği kullarına ölçüsüz verir, karşılıksız ikram eder ve dilediği an onları mağfiret eder. Zira O’nun ihsanı boldur. Bunu bilmek ve O’na şükretmek lazımdır.

Yüce Allah Kur’an-ı Kerimde bazı ayetlerde şöyle buyurmaktadır:

“(O), Arşın Sahibi’dir, Mecid’dir (çok yüce ve şereflidir).”

(Bürûc Sûresi,15. Ayet)

“(Melekler) dediler ki: “Allah’ın emrine mi şaşırıyorsun? Ey ev halkı, Allah’ın rahmeti ve bereketi sizin üzerinize!” Muhakkak ki O, Hamîd’dir (çok övülen, çok hamdedilendir), Mecîd’dir (şanı, yüce olandır).”( Hûd Suresi 73. Ayet)

“Rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde yaratan ve sonra arşa hükmeden, gündüzü durmadan kovalayan gece ile bürüyen; güneşi, ayı, yıldızları, hepsini buyruğuna baş eğdirerek var eden Allah'tır. Bilin ki yaratma da emir de O'nun hakkıdır. Alemlerin Rabbi olan Allah Yüce'dir.” ( A'râf Sûresi,54. Ayet)

67-VÂHİD

Allah'ın en güzel isimleri olan "Esmaü'l-Hüsnâ" dan biri de el-Vâhid’dir.

Vâhid ve ahad kavramları Allah hakkında kullanıldığında, “bölünmesi (tecezzî, inkısâm) ve sayısının artması (tekessür) mümkün olmayan bir, tek, yegâne varlık” mânasını ifade eder. Buradaki birlik, herhangi bir sayı dizisinin ilk basamağı anlamında değildir; Allah’ın cüzlerden teşekkül eden birleşik (mürekkeb) bir varlık olmadığı, benzeri ve dengi bulunmadığı mânasını taşır.

El-Vâhid: Bir ve tektir.

Vâhid,bölünüp parçalara ayrılmaması ve benzerinin bulunmaması demektir.

Vâhid: Zatında, sıfatlarında, işlerinde, isimlerinde, hükümlerinde asla eşi ve benzeri olmayan bölünmez ve parçalanmaz olan tek olan Zat demektir.

Allah Teâlâ, tektir, bölünüp parçalara ayrılmaz. Benzeri yoktur. Allah’ın bir olması sayı bakımından değildir, büyüklük ve yücelik açısındandır. O, bölünmesi ve artması mümkün olmayan tek bir varlıktır.

Yüce Allah Kur’an-ı Kerimde bazı ayetlerde şöyle buyurmaktadır:

“De ki: “O, Allah’tır, bir tektir.” (İhlâs Sûresi,1. Ayet)

“Sizin ilâhınız bir tek ilâhtır. O’ndan başka ilâh yoktur. O, Rahmân’dır, Rahîm’dir.” (Bakara Suresi 163. Ayet)

“De ki: “Ben de ancak sizin gibi bir insanım. (Ne var ki) bana, ‘Sizin ilâh’ınız ancak bir tek ilâhtır” diye vahyolunuyor. Kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa yararlı bir iş yapsın ve Rabbine ibadette kimseyi ortak koşmasın.” (Kehf Suresi 110. Ayet)

“Sizin İlah’ınız tek bir (ilahtır). (Saffât suresi, 4)

“Senden önce gönderdiğimiz bütün peygamberlere, “Şüphesiz, benden başka hiçbir ilâh yoktur. Öyleyse bana ibadet edin” diye vahyetmişizdir.” (Enbiyâ Suresi 25. Ayet)

De ki: "Ben sadece bir uyarıcıyım. Gücü her şeye yeten tek Allah'tan başka tanrı yoktur." (Sâd Suresi 65. Ayet)

“O gün yer, başka bir yere, gökler de başka göklere dönüştürülür ve insanlar bir ve kahhar (her şeyin üzerinde yegâne hâkim) olan Allah’ın huzuruna çıkarlar.”

(İbrahim Suresi 48. Ayet)

68-SAMED

Allah'ın en güzel isimleri olan "Esmaü'l-Hüsnâ" dan biri de es-Sameddir.

Sözlükte “bir şeye yönelmek” anlamındaki samd (sumûd) kökünden türeyen samed “ihtiyaçların giderilmesi için kendisine başvurulan kimse” demektir.

Allah’a nisbet edildiğinde “ihtiyaçlarını gidermesi için herkesin başvurduğu, yaratılmışlara özgü acz ve ihtiyaçtan münezzeh ebedî ve bâkī yüce varlık” mânasına gelir

Es-Samed: Herkesin kendisine ihtiyacını arzettiği, fakat kendisi kimseye muhtaç olmayan.

Es-Samed: Hiçbir şeye muhtaç olmayan, her şey kendisine muhtaç olan.

Samed; her şeyin kendisine muhtaç olduğu, kendisinin hiç bir şeye muhtaç olmadığı; ihtiyaçların giderilmesi ve ızdırapların dindirilmesi için başvurulacak tek merci demektir.

Allah Teâlâ, yaratıkların her türlü ihtiyaçlarını gidermek için başvurdukları tek başvuru kaynağıdır. Her türlü yaratığın her türlü ihtiyacını en mükemmel bir şekilde karşılar ve giderir. Kendisi ise hiç bir şeye muhtaç değildir.

Samed ismi ile Allah’ın yetkin sıfatlara sahip bulunduğu ve yaratılmışlardaki âcizlik ve eksiklik içeren niteliklerden münezzeh olduğu anlatılmaktadır.

Yüce Allah Kur’an-ı Kerimde bazı ayetlerde şöyle buyurmaktadır:

“De ki: O, Allah birdir. Allah Samed’dir. (Her şey O’na muhtaçtır; O, hiçbir şeye muhtaç değildir.) O, doğurmamış ve doğmamıştır. Onun hiçbir dengi yoktur.” (İhlâs Sûresi,1-4. Ayet)

“En güzel isimler Allah'ındır, O'na o isimlerle dua edin, O'nun isimleri konusunda eğriliğe sapanları bırakın. Onlar yaptıklarının cezasını göreceklerdir.” (A’râf Suresi 180. Ayet)

“Onlar, inananları bırakıp da kafirleri dost edinirler; onların tarafında bir şeref ve kudret mi arıyorlar? Doğrusu kudret bütün olarak Allah'ındır.” (Nisâ Suresi 139. Ayet)

“Yahut kendisine dua ettiği zaman zorda kalmışa cevap veren ve başa gelen kötülüğü kaldıran, sizi yeryüzünün halifeleri kılan mı? Allah ile birlikte başka ilâh mı var!? Ne kadar az düşünüyorsunuz!”

( Neml Sûresi, 62. Ayet)

69-KÂDİR

Allah'ın en güzel isimleri olan "Esmaü'l-Hüsnâ" dan biri de el-Kâdir’dir.

Sözlükte “gücü yetmek; ölçü ile yapmak, planlamak; kıymetini bilmek; rızkını daraltmak” anlamlarına gelen kadr (kudret) kökünden sıfat olup “her şeye gücü yeten” demektir

El-Kâdir: Gücü kuvveti ve kudreti her şeye yetendir.

El-Kâdir: Dilediğini dilediği gibi yapan kudret sahibi O'dur.

El-Kâdir: Kudretlidir, her şeye gücü yeter.

Kādir dilerse yapan, dilemezse yapmayandır.

Âlimler kādir ismine genellikle “âciz olmayan, aklen imkân dahilinde olan her şeye kayıtsız şartsız gücü yeten” şeklinde anlam vermiş ve irade sıfatıyla ilişkili olduğunu belirtmişlerdir.

Gücü kuvveti, kudreti sonsuz olan O'dur. O her şeyi bilendir, her şeye kâdir olan demektir.

Yerde ve gökte ne varsa hepsine kudreti yetiyor ve artıyor. Bildiğimiz ve bilmediğimiz alemlerin tümüne ve onların hareketlerine intizam sağlayan şüphesiz Hz.Allah’tır.

Hiçbir şey O’nu aciz bırakamaz. Tüm alem mutlak kudrete ve iradeye sahip olan Allah tarafından yaratılmış durumdadır.

Her şey onun kontrolü altındadır ve istediğini istediği zaman yaratır ve elde eder.

Yüce Allah Kur’an-ı Kerimde bazı ayetlerde şöyle buyurmaktadır:

“…Şüphesiz, Allah’ın gücü her şeye hakkıyla yeter.” (Bakara Suresi 148. Ayet)

“Gökleri ve yeri yaratan, bunları yaratmakla yorulmayan Allah'ın, ölüleri diriltmeye de gücünün yeteceğini düşünmezler mı? Evet, O her şeye kadirdir.” (Ahkâf Suresi 33. Ayet)

“De ki: "İçinizde olanı gizleseniz de açıklasanız da Allah onu bilir. Göklerde olanları da, yerde olanları da bilir. Allah her şeye Kadir'dir".” (Âl-i İmrân Suresi 29. Ayet)

“Allah’ın kadrini gereği gibi bilemediler. Şüphesiz Allah kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir.” (Hac Suresi 74. Ayet)

“Evet, Biz onu, parmak uçlarına varıncaya kadar bütün incelikleriyle yeniden yapmaya kadiriz.”(Kıyamet Sûresi,4. Ayet)

(Bu yazı, Diyanet İslam Ansiklopedisinden yararlanarak hazırlanmıştır.)

(Devam edecek)

YORUM EKLE

banner81

banner22

banner21

banner24