Kriz çözemeyen Trabzonspor şampiyon olamaz

 

Futbol en gelişmişinden en ilkel toplumlara kadar oynanan evrensel bir oyundur. Dünyanın dört bir yanında oynandığı için futbol kültürü dünyada ülkelere göre farklılık gösteriyor. Futbolun yerleşik kuralları olsa da ülkelerin gelişmişlik düzeyleri futbolun oyun şeklini ve sonuçlarını etkiliyor. Gerek dünyada gerekse ülkemizde futbol büyük ekonomik rant halini almış durumdadır. O nedenle böyle ekonomik rant olması hasebiyle özellikle geri kalmış ekonomilere sahip ülkelerde iştah kabartıyor, her türlü hile ve ayak oyunlarına sahne oluyor. Bu mantaliteye Türkiye’deki futbol camiası bigane kalamıyor. Kazanma adına ne varsa ardına konmadan yapılıyor. Her şey kazanmak için olarak oynanan bir oyundan adalet ve meşruiyet beklemek çok masum olmasa gerekir.

 

Türk futbolu dün iyi yönetilmedi, bugün de iyi yönetilmiyor. Futbol her daim hukukun üstüne çıkmış, adalet duygusunun üzerinden silindir gibi ezip geçmiş. Futbol baronlarının gücü siyaseti etkilediği için olsa gerek Türkiye’de  futbolda adaleti hayal etmek safdillik olur.Bugün Türkiye’nin yaşamış olduğu ekonomik kriz nedeniyle futbola tanınan sınırsız ekonomik özgürlükler imkansızlıklar nedeniyle bir kenara bırakılmış durumdadır. Ülkede futbolu kurtarmak için “VAR” diye bir sistem getirilmiş. VAR sisteminin getirilmesiyle futbolda adalet tesis edilmesi hayal edilmiş. Sistemler ne kadar iyi olsa da sistemleri uygulayacak insanlar olduğu için insan yanlış uygulamayı ortaya koyduğu sistemin kendini koruması gibi bir meziyeti olamaz.

 

Trabzonspor geçen sene ortaya koyduğu futbol anlayışı ve oynadığı futbol oyunu ile taraflı, tarafsız kamuoyunun beğenisini,  desteğini aldı. Yerli ve milli kaynaklara dönerek zorunlu da olsa özüne dönme hamlesi yaptı. Öze dönüş hamlesi adeta futbol tarlası olan Trabzon’da alttan gelen gençlere büyük bir heyecan ve umut oldu. Gençler artık çok çalışılırsa, kendilerini geliştirirlerse Trabzonspor’da yer bulabilecek, oradan da önüne daha büyük kapılar açılabileceğini gördüler Yusuf Yazıcı’nın transferiyle.  Ne olursa olsun yerli kaynakların değerlendirilmesinde üretilecek yüksek bonservisli futbolcular şehrin de bölgenin de kaderini değiştirecektir.

 

Geçen yıl Başakşehir elindeki şampiyonluğu Galatasaray’a eliyle altın tepside sundu. Bu yıl ise Sivas’ın gösterdiği performans taraflı tarafsız herkesin dikkatini ve takdirini topluyor. “Üç Büyük” takımın gerek kadro yapısı gerekse futbol oyunları şampiyonluk için umut vermiyor. Sivasspor yakaladığı başarılı çıkışı ligin sonuna kadar sürdürebilecek mi ? Ben bu çıkışı sezon sonuna kadar sürdüremeyeceğine inanıyorum. Trabzonspor kriz anlarını yönetmeyi hâlâ öğrenemedi. Kriz çözememe iradesi ne kadar iyi oynasa da şampiyonluk yolunu kapatıyor. İstanbul’un üç büyükleri devre arasını nasıl değerlendirecekler? Bakıp göreceğiz. Ancak tüm bu olup bitenler, oyun anlayışı, futbol zevki Başakşehir’in şampiyon olması için uzak olmayan bir sonuç olabilir.

 

Trabzonspor’da Ünal hoca mantalite olarak ofansif, göze hoş gelen futbol oynatıyor. Takımın genel oyun anlayışı taraftar için ümit vaat etse de kriz yönetememek Trabzonspor’un önündeki en büyük engel olarak çıkıyor karşımıza. Hem 95/96 sezonunda hem 2010/2011 sezonunda şampiyonluk eline gelmişken krizi yönetememesi nedeniyle şampiyon olamadı. Bu yıl da Galatasaray ve özellikle Denizli maçlarındaki elde edilecek avantajın krizi yönetemeyerek elden gitmesi bir kez daha Trabzonspor’un krizi yönetemediğini gösterdi. Bu baskıyı yenemeyen, aşamayan, krizlerle mücadele edemeyen bir takım şampiyon olamaz. Onun için Trabzonspor ilk önce kriz çözmeyi öğrenecek. Sonra şampiyon olmayı isteyecek. Kriz çözemeyen Trabzonspor için şampiyonluk hayalden öteye geçemez. Korkularından, geçmişin olumsuzluklarından kurtulmak için şampiyon olmalı ama ilk önce  kriz çözme becerisini halletmeli Trabzonspor.

 

 

YORUM EKLE

banner81

banner22

banner21

banner24