İsrail’in Özrü Ne Anlama Geliyor?

Türkiye Filistin’e insani yardım taşıyan gemiye saldıran ve dokuz masum vatandaşımızı katleden İsrail’le diplomatik ilişkilerini askıya almış, resmi olarak özür dilemesi, ölenlerin ailelerine tazminat ödemesi ve Filistin’deki ambargoyu kaldırmasını şart koşmuş aksi halde ilişkilerin tekrar aynı seviyeye çıkarılmasının imkansız olduğunu bildirmişti. Geçen zaman diliminde İsrail’in bu vahşetten dolayı değilse de bölgedeki öneminden dolayı Türkiye’yi kaybetmekten dolayı oldukça üzgün olduğu ve bozulan ilişkileri tekrar düzeltme gayreti içinde olduğu dünya basınında ve kamuoyunda sürekli yer gündemde yer aldı. Fakat özür dilemenin, dolayısıyla hatalarını kabul etmenin geleneklerinde pek yeri olmadığından dolayı ısrarla özür ifadesinden kaçındılar.
 
İsrail bundan önceki diğer bütün pervasızlıkları gibi bu hunhar saldırısını da kendince haklı görüyor, ısrarla bu katliamın da arkasında durmak istiyordu. Fakat Türkiye’nin bölgedeki jeostratejik konumunu her geçen gün biraz daha fark ediyor ve bölgede güçlü olmakla Türkiye düşmanlığının aynı cümle içinde dahi kullanılmasının neredeyse imkansız olduğunu daha iyi kavrıyordu. Gerçi bu kavrayıştaki önemli etkenlerden birinin ABD yönetimi olduğunu da eklemek zorundayız. Yoksa İsrail devletinin bugünkü vizyon yoksunu yöneticilerine bıraksalar tek başına bu noktaya gelemezlerdi.
 
Suriye’deki karışıklıklar ve iç savaşın bir türlü kontrol altına alınamamasının da süreçteki en önemli nedenlerden biri olduğunu biz düşünüyorduk ki, İsrail başbakanı da bunu açıkça ifade etmekten kaçınmadı. Obama da son Ortadoğu ziyaretinde tekrar uyarmış olacak ki birlikte bu resmi özür olayını sahnelediler. Kısaca İsrail stratejiyi bir yana bırakırsak açık ve net olarak dünya kamuoyuna şunu deklere etti: Biz bu bölgede güçlü olmak istiyoruz, her ne kadar başımıza buyruk hareket etsek dahi Türkiye ile bir düşmanlığı ya da diyalogsuzluğu hele de bu karışıklıkta kaldırabilecek gücümüz yok. Evet dünya mesajı böyle okudu.
 
Peki gelelim Türkiye’deki zafer havası estiren çevreye; Bu özrü büyük bir zafer olarak kutlamanın manası yok, zira yukarıda anlatmaya çalıştığımız üzere bu zorunluluklardan kaynaklanan ve şımarık oğlan İsrail’e onu her şart ve fırsatta kollayan büyük abi ABD’nin direktifiyle dilettirildi bu özür. İsrail devletinin Türkiye ile olan gerginliği daha fazla sürdürmeye takati yok anlamına geliyor bu özür. Zaten İsrail’in bu pervasızlığını çok uzun müddet sürdüremeyeceğini düşünürken bu gerçekleri dikkate alarak fikir yürütüyorduk.
 
Her ne kadar zafer değilse de Türkiye için önemli bir diplomatik kazanım olduğunun da altını çizmemiz lazım. Özellikle dünya kamuoyunda, hatta ülkemizde aman İsrail’e dokunma yanarsın şeklindeki yaygın inanışın ilelebet geçerli olamayacağını göstermesi açısından önemli bir noktaya gelindi. Her fütursuz saldırısının dünya ölçeğinde kabul görülemeyeceği bir sürecin de başlangıcıdır bu özür. Bugüne kadar tarihlerinde yalnızca iki kez özür dilemek zorunda kaldıklarını ve bunlardan birinin ABD olduğu gerçeğini de hatırlayacak olursak çok önemli bir noktada olduğumuzu daha iyi anlayabiliriz. Zira kendi ülkelerindeki bazı gazeteler bile ertesi gün ‘‘İlk Kez Özür Diledik’’ manşeti atmıştı.
 
Bu özür bir dönemin başlangıcı fakat bundan sonraki adımlar daha önemli. Hadi ölenlerin ailelerine tazminat ödemeyi de gerçekleştirdiler diyelim, çünkü buna baştan razılar. Eğer Filistin’de uyguladıkları ambargoyu kaldırmazlarsa, orada her türlü insani yardımdan yoksun bıraktıkları masum Müslümanların şartlarını iyileştirmezlerse bu özür bir kandırmaca olarak tarihe geçer. Eğer orada Müslümanlara işkence etmeye devam eder, dünya ile olan bağlarını yeni duvarlar örerek iyice kapatmaya devam ederlerse bu özrün hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Hep birlikte bekleyip göreceğiz.
YORUM EKLE
YORUMLAR
Muhammed Ayazoğlu
Muhammed Ayazoğlu - 11 yıl Önce

Fatih kardeş sizi tebrik ediyorum. Diğer arkadaşlar gibi olaylara hemen balıklama atlamıyorsunuz. Olayları değerlendirmede gayet itidalli davranıyorsunuz. Yazınızıla örtüşmesi açısından İsrailli adalet bakanının özürle ilgili açıklamasını gönderiyorum:

BASKININ MEŞRUİYETİ ZEDELENMEDİ

"İsrail'in özründe, Türk filosunu durdurmak için yapılan askeri harekatın meşruiyetini zedeleyen herhangi bir unsur bulunmuyor. Özür, İsrail komandolarının yürüttüğü operasyonun ahlaki yapısını da gölgelemiyor."

murat küçükibrahimoğlu
murat küçükibrahimoğlu - 11 yıl Önce

Dünya siyonizmi ancak ve ancak kafasına silah dayamaktan anlar. Kendi istekleriyle özür dilemezler. Dünyadaki para, altın, mal arzı onların elinde olduğu müddetçe sizden gelip özür dilemez. Özür diliyormuş gibi yapsa bile o halktan biraz daha destek alsın diye kendi davası uğrunda yaptığı bir fedakârlık olur.

Bora AKYÜZLÜ
Bora AKYÜZLÜ - 11 yıl Önce

Diz Çöktüğünü Yazısın da Belirtmiş İzzet Bey.. Okumadınız Sanırım İsrail'e Diz Çöktürdük Öyle Çaresiz Kaldı Ki Mecburen Özür Diledi Bizden :) :)

banner81

banner22

banner21

banner24