Çocuklarımıza orucu sevdirelim

Selamların en güzeli ile;
“Esselâmü ‘Aleyküm ve Rahmetüllah”..
Ramazanı Şerif ayı yaklaşıyor. Maddi ve manevi hazırlıklar yapılıyor..
Her sene gündeme gelen hususlardan biri “çocukların oruç tutması” konusu..
Bizler de Ramazan öncesi sorumluluğumuz gereği paylaşalım, bu konuyu ele alarak ilgi, bilgi ve sevgi ile yaklaşalım istedik..
 
Ramazan ayı, güzellikleri ve hikmetleri çokça olan bir ay..
Çocukları ibadete alıştırmak, özellikle orucu sevdirmek için, çocukta manevi esintilerin gelişmesi için Ramazanı şerif bir fırsattır.. Şu mübarek günlerin çocuklarımızı oruç ibadetine alıştırma zamanı olduğunu hatırlatalım.
Eğitim âilede başlar. Anne baba; özendirir, eğitir ve öğretir..
Çocuklara orucu nasıl sevdirmeliyiz? “Neden Çocuğa ergenlik yaş öncesi orucu kavratmalı ve alıştırmalıyız?” sorusuna cevap şudur: Araştırmalar, çocukluğun ilk yıllarında aktarılan-kazandırılan tutum ve davranışların ömür boyu kalıcı olduğunu gösteriyor da onun için..
 
- Neden bu konuyu ele alıyoruz?:
Hemen belirtelim ki bu yazıyı kaleme almaktaki niyyetimiz, çocuklara farz olmadığı halde oruç tutturmaktan değil; içinde bulunduğumuz rahmet iklimini acı bir ilaç gibi değil,
bal gibi sunmak,
oruç ibadetini kavratabilmek,
sevdirmek, özendirmek ve alıştırmak,
şuur altına, hayatına yön vermektir.

-Sahabi nasıl uyguladı?
Buyrun konunun özüne inelim. Her hususta tartışmasız örneğimiz Efendimizin, eğitiminden geçmiş huzur asrı sâkinleri sahabeye bakar mısınız?.. Onlar iman gözü ile olaylara baktılar. Et ve kemik penceresinden değil..
 
Sahabe-i kiram hazretleri çocuklarını oruç tutmaya teşvik eder­lerdi. Teşvik için oruç tutan çocuklara hediyeler verir, onları sevindi­rirlerdi.
Nitekim sahâbe, çocuklarını eğitirken bu tür hususlara özen göstermiştir. Bazı sahâbîlerin oruç tutan çocuklarına oyuncak alarak onları iftar vaktine kadar oyaladıklarını ve oruçlarını tamamlatmaya gayret ettiklerini görmekteyiz. Hanım sahâbîlerden Rubeyyi' bint-i Muavviz -radıyallâhu anhâ- diyor ki:
"...Biz aşure orucu tutardık. Küçük çocuklarımıza da tuttururduk. Mescide gider çocuklara yünden oyuncaklar yapardık. Onlardan biri yiyecek için ağladığında bu oyuncağı ona verir ve iftar vaktine kadar beklemesini sağlardık." (1) Dikkat eder misiniz: Âşûre orucu sünnet oruçlardan olduğu halde âileler böyle titizlik gösteriyorlar, ya biz farz olan oruçlar için neden hassasiyet göstermeyelim!..
 
6 büyük Hadis Kitâbından ilki olan İmâm Buhârî Sahîh 'inde "Çocukların oruç tutması" başlıklı müstakil bir bab-bölümde anlatılır: Hz. Ömer, Ramazan ayında sarhoş olan birine:
- “Yazıklar olsun sana! Bizim çocuklarımız bile oruç tutmaktadır” demiştir. (2)
İşte , âileler bu durumu göz önünde bulundurarak çocuklarını yönlendirmelidir.
Kur’anı Kerîm, sahâbinin îmânına dikkatimizi çekiyor: “iman ettiğiniz gibi iman ederlerse, muhakkak hidayete ermiş olurlar” (3)
Efendim; “buluğ çağı, akıl bâliğ olmalı ki oruç tutsun” diyenlere biz de hatırlattık..
 
Öyleyse nasıl hareket etmeliyiz..
Çocuk istekli olarak orucu tutmaya kararlıysa, şevkini isteğini kırmamak gerekir. Bu durumda unutulmaması gereken en önemli nokta, çocukların uzun bir süre aç kalmamasıdır.
 
Çocukların oruç ibadetine ısındırılmasında yaşa göre tedricîliğe dikkat etmek gerekir. Bu yüzden başlangıçta çocuklar tam gün oruç tutmaya zorlanmamalıdır. Bu konuda farklı yaş gruplarındaki çocuklar için farklı izahlar ve uygulamalar gereklidir:
-Tabiidir ki, okul öncesi yaşlardaki çocuklara oruç tutturmak uygun değildir, ama sahura kaldırılabilir, iftar sofrasına çağrılabilir, “Bak, ezan okundu mu” tâkibi yaptırılarak dikkati çekilebilir.. 2-3 saatlik veya yarım günlük, öğlene kadar denemeler yaptırılarak tam gün tutmuşçasına sevindirilebilirler.
- 7-10 yaşlarındaki çocukların sağlık durumları müsaitse, hiç olmazsa hafta sonları, haftada veya on günde bir veya birkaç gün oruç tutturulabilir.
- 10-13 yaşlarda ise, oruç ibadeti daha ciddiye alınmalıdır. Çünkü bu yaşlar ergenliğin başlangıcıdır ve artık ibadet sorumluluğu da başlamaktadır. İbadetin ciddi bir iş olduğu vurgulanmalı, çocukların tam gün oruç tutması da teşvik edilmelidir. Hatta oruç tutmaya veya orucu tamamlamaya teşvik için bazı hediyeler dahi verilmelidir. Namazın yanında oruca da erken yaşlarda başlanması gerektiği şöyle ifade edilmektedir; “Çocuk üst üste üç gün oruç tutabilirse Ramazan orucu ona vacip olur.” (4)
-Lise çağındaki çocuklarımıza, yaşları uygun olduğundan oruç tutmak farzdır. Sizler yine de sahur yemeklerinde çocuklarınıza bolca komposto veya hoşaf içirerek açlık dirençlerini arttırın.
 
-İşte sağlık bakanlığının tavsiyesi:
Sağlık Bakanlığı, orucun vücuttaki toksinleri (zararlı-zehirli maddeleri) temizleyici etkisi bulunduğunu, 9-10 yaşın üzerindekilerin oruç tutabileceğini bildirdi. Bakanlığa göre 9-10 yaşın üzerindekilerin oruç tutmasında sakınca bulunmuyor.(5)
 
-Aman şu ikilemi yaşamayalım:
Çocukları ibâdete özendirirken yanlış veya istenmeyen şeyler yapabilirler. Hemen “yaptığın günah” olduğu “Allah cezalandırır” veya “Allah yakar” gibi sözler söylemek çok yanlış olur. Belki de bir daha yapmaması için böyle söylenmiştir ama, çocuğu günahla korkuturken çok dikkatli olmak gerekir. Sık sık böyle söylendiğinde çocuğun zihninde; “insanı kısıtlayan” “hayatı zehir eden” bir din îmajı canlanacaktır. Hâlbuki çocuk, Allah katında davranışlarından henüz sorumlu değildir. Sorumlu yaş buluğ yaşıdır. Bunu unutmamamız gerekiyor.

Bu konuya bağlı olarak yapılan diğer bir hata da, çocukların “küçüksün” diye sevap işlemesinin ve ibadet etmesinin teşvik edilmemesidir. Yaşı ve bünyesi uygun bir çocuk oruç tutmak istediğinde, ibadetinin geçerli olmayacağı, boşu boşuna aç kalmaması söylenirse çocuğun şevki kırılmaz mı? Allahu Tealâ’nın, kendini muhatap bile kabul etmediğini, hiçe saydığını düşünmez mi? Yazık ki zamânımızda çok sayıda anne-baba bu hataya düşmektedir.
 
Zamanımızda İnsanların bir kısmı, dünyayı kazanmak için dinini feda edenler vardır..Efendim çalışıyorum, imtihan vardır gibi sözlerle ibadeti hafife alırlar..
Çocuk bilmeli ki;
Oruç tutmak, derslere, imtihana engel olmaz. Bilakis destek olur.
Mide çok doyarsa insanın kafası o kadar çalışmaz. Aç olanın zekâsı keskin, anlayışı kuvvetli olur.
Allahü Teâlânın rahmeti ihsanı mükâfâtı çoktur onu akıl almaz…..

Çocuklarımızı terbiye ederken, onlara güzel değerlerimizi aktarırken, dünyadaki en ciddi görevlerden birini yaptığımızı dikkate almamız gerekiyor. Çocuklarımızı önce biz eğitemezsek, “bize ve değerlerimize yabancılaştılar” diye şikayet etmeye hakkımız olabilir mi?
Evet.. Orucun yaşını değil, oruçta gerçek bir mutluluk olduğunu konuşalım..
Öyleyse; Anne baba din eğitimini ileri senelere bırakmamalı ve başkalarına da havâle etmemelidir. Ayrıca bu sorumluluğunu hakkıyla yerine getirmek için de yeterli donanıma sahip olmalıdır. (6)
Çocuğun karakteri büyük nisbette küçük yaşlarda şekilleniyor. Onlar ihmal edilmemeli çünkü onlar geleceğin toplumunu oluşturacaklar. Hadi Rabbim azminizi cesâretinizi gayretinizi artırsın.. âmîin
Şimdiden Ramazanı Şerifinizi tebrik ediyoruz..
Kalın sağlıcakla..
 
Dipnotlar/Kaynaklar:
1-Buhari; Savm, 47. Müslim; Siyam, 136.
2- Buhârî; Savm, 47.
3-Bakara Sûresi;137. Âyet.
4-Abdürrezzak, Musannef, 4/154-155. Yeni Ümit; Nisan-Mayıs-Haziran 2008 Sayı: 80, Yıl: 21.
5- 15 Ekim 2004 tarihli gazeteler ve (aa) haberinden..
6- Dr. Âdem AKINCI-Harran Üniv. Ilâhîyat Fak. Öğrt. Üyesi..
YORUM EKLE

banner81

banner22

banner21

banner24