Çaya ve toprağa sahip çık

Yaşadığımız çağ her şeyiyle bize kendi değerlerini empoze ediyor. Tüketmek ama üretmeye çalışmadan hazırı tüketmek vazgeçemediğimiz özelliğimiz olmuş. Dün bu topraklar için çekilen çile ve yoksulluklar bugün kendini aynı değerle amorti bile edemez hala getiriliyor. Toprağı yok sayanı toprak da yok sayar. Toprağına sahip çıkmayanın toprağına sahip çıkacak bulunur elbette.

 

Mart ayının son günlerinde yağan kar ve ardında havaların soğuması genel olarak Türkiye’de özel olarak yöremizde ürünler önemli sayılacak zararlar gördü. Tarımsal gelirde önemli bir düşüşe neden olacak bu durum vatandaşları kara kara düşündürüyor. Devlet yaşanan mağduriyet konusunda vatandaşlarının sıkıntılarını gidermelidir. Üstelik sosyal devlet olmanın gereği de budur.

 

Yöremizin ve Türkiye’nin önemli bir tarım ürünü olan çay mahsulü de soğuktan nasibini almış bu olumsuz hava koşullarından.. Bazı bölgelerde çay tamamen yanmış, bazı bölgelerde kısmi yanmalar yaşanmış. Çay geç de olsa kendini telafi eder fakat asıl diğer yanan ürünlerin desteklenmesi gerekiyor.

 

ÇAYKUR bu sene sektöre çok iddialı başladı. Çay üç sürgü hatta zaman zaman dört sürgü çay veriyor. Ancak bunların içinde en kaliteli çay birinci sürgü taze çaydan yapılıyor. Bu gerçeklerden yola ÇAYKUR  erken çay almak için süper teşvik uygulamasıyla 30 Nisan’a kadar toplanacak çaya  3 lira fiyat biçmiş. Müstahsil de fiyatın yüksekliğinin cazibesiyle çaylığa erken girdi. Kiloda az da olsa düşüş yaşansa de fiyatın yüksekliği vatandaşın yüzünü güldürdü. ÇAYKUR bu hamlesiyle sektörde geri çekilmediğini aksine öncü olduğunu gösterdi.

 

ÇAYKUR yukarıda söylediğimiz sektörün öncülüğünü bakalım vatandaşını özel sektörün insafsızlığına bırakmayarak gösterecek mi? Yoksa ben aldığımı aldım gerisinde ne olursa olsun mu diyecek? Eskiden taban fiyatı tartışmaları yapılırdı. Şimdi vatandaşa bunu hiç düşünmüyor bile. Vatandaş biliyor ki en fazla %12- %15 arasında bir  taban fiyat verilecek. Bu alışıldı artık. Özel sektörün elinde oyuncak haline getirilerek taban fiyatın çok altında özel sektöre çay satmak  istemiyor vatandaş. Devletin babalık görevini adilane yapmasını istiyor. Çay hırsızlarına değil vatandaşlarının yanında yer almasını istiyor vatandaş.

 

Geçen sene uygulanmaya başlanan çayda randevulu sistem bu sene de devam edecek. Süreyi uzatsa da vatandaşın kendi çayını kendinin toplaması açısından yardımcı bir teknik sistemdir. Tabi vatandaş Gürcüleri toplayıp birkaç günde çayını toplatıp hemen şehirden kaçmanın hesabını yapıyor. Bu hesap hem çayın kalitesini hem ülkeden çıkan döviz kaybına neden oluyor. Vatandaş artık biraz dişini sıkarak kendi çayını toplama yoluna gitmeli. Yoksa bu gidişle bu arazileri işleyecek kimseler kalmayacak. O zaman buralara ithal toprak sahipleri gelmesine şaşırmayalım.

 

Çalışmayı unutan bir toplum haline geldik. Hep hazıra alışan, kolay tüketen, tükettiğinden de mutlu olamayan bir toplum olduk. Üstelik kendinden sonra gelecek olan nesle çalışmayı ve toprağın önemini aktaramadık. Her şeyiyle yarın yaşanması muhtemel tehlike kapımızdadır. Ertelediğimiz yarın bakarız dediğimiz görevlerin karşımıza çıktığında çözümünde zorlanacağımızı tahmin etmek zor olmasa gerekir. Bir şeyler yapmalı yarın geç olmadan.  Bakalım ÇAYKUR bu seneki sınavdan nasıl çıkacak. Vatandaş için bir avantaj var. Önümüzde ağustosta seçim var. Bu nedenle işler az da olsa belki vatandaşın lehinde olur. Çaya ve toprağa sahip çıkmak elimizdedir. Sizin olana siz sahip çıkmazsanız kimse sahip çıkmaz.

YORUM EKLE

banner81

banner22

banner21

banner24