Bu zulmü kim engelleyecek ?

 Zalim zalimliğinin gereği olarak zulmün her çeşidini yapmaktan geri durmuyor ne yazık ki. Bunu anlamamak için zalimin ruhuyla hareket etmek gerekir. Zalimin ruhuyla hareket eden zalimin taşeronudur. Allah zalime ve zalimin taşeronuna ilelebet fırsat vermez. İnsanlık sahipsiz kaldığında zalimin karşısında mazlumun en büyük hamisi Allah zalimin intikamını alır.

 

 

Aslında biz savaşı Sarı Öküzü verdiğimizde kaybettik bugünkü mücadeleyi. Bu hikaye hepimizin malumudur sanırım. Aslanların öküz sürüsünü bölmek ve onlara hakim kurmak için önce Sarı Öküzü istemeleri üzerine Sarı Öküz verilmiş. Ardından yeni istekler yerine getirilmiş en sonunda aslanlar öküz sürülerine galip gelmiş ve onların yok olmasına neden olmuş bu olay. Bu olay ve bunun ardından söylene gelen “Biz bu savaşı Sarı Öküzü verince kaybettik”  sözü İslam Dünyasının bugünkü geldiği noktayı çok iyi ifade ediyor. Evet, biz İsrail’e karşı savaşı Yahudilerin Filistin’e yerleşmesine izin verirken kaybettik.

 

 

Yahudiler Filistin’de tıynetlerinin gereği olarak yayılmacı ve karıştırıcı özellikleriyle sürekli yayıldı, hayallerindeki devletlerine masum rolüne bürünerek 1948 yılında bugünkü Filistin topraklarında kuruldu. İşin acı tarafı da İsrail’i ilk tanıyan Müslüman ülke Türkiye olmuştur. Tarihlerinde yaptıkları ihanetlerinden dolayı hep sürülen toplumlara bozgunculuk çıkaran Yahudilerin Filistin’de toplanıp devlet kurmaları da bir kurgu olduğu bugün çok daha iyi anlaşılıyor. Mazlum görünümüne bürünen Yahudiler için artlarındaki devletler İsrail Devletine büyük destek oldular. Bu destek de İsrail’i şımarttı. Aslında İsrail, Batının İslam üzerindeki hayal ettiği mücadeleyi verdiği için her yönüyle destekledi. İsrail de dünya siyasetini elinde tutmak için; ekonomik, siyasi, bilimsel ve kültürel olarak kendini hep zirvede tutmayı hedefledi ve bunu başardı, başarıyor.

 

 

Birleşmiş Milletler(BM) denen kukla örgüt bile İsrail karşısında hep sus- pus olmuş. İsrail aleyhinde kolay kolay karar alınamayan BM’de karar alınsa bile İsrail için uygulanamıyor. Dünyada vicdanı olanların vicdanında mahküm olsa da siyasi desteği hep yanına almayı başardı. Bugün sözüm ona Müslüman Devletler kendi kardeşlerine yapılan zalimlik konusunda suspus olmaları İslam Dünyası diye bir dünya olmadığını bize ifade ediyor. İsrail bölgede yalnızlaştıkça kaybettiğini ve kaybedeceğini herkes biliyor. O nedenle İsrail, İslam Dünyasındaki bölücü faaliyetlerin en başat aktörü olmuştur. Buradaki ayrılıkçı faaliyetlerin her türlü destekleyicisi olmuştur.

 

 

Bugün bölünmüş bir Müslüman dünya duruyor karşımızda. İslam dünyasında iktidarda bulunan kişilerin desteğini almak demek Müslümanların desteğini almak olmadığını birileri İsrail’e hatırlatmalıdır. Hatırlamıyor ve hatırlatılmıyorsa istikbalde yaşanacak ilahi mağlubiyete engel teşkil etmez. Katar Krizi üzerinden İslam Dünyasının durumunu bir kez daha teyit eden İsrail’in Kudüs’teki Mescidi Aksa’dan Müslümanları uzak tutmaları gerekiyor. Belki siyasiler üzerinden bir mevzi kazanmış görünse de halklar nezdinde İslam Dünyasının her tarafından artarak devam eden nefret ve öfke kazanıyor. Hatta öyle ki vicdan sahibi diğer toplumlar da bunun farkındadır.

 

Nereye giderse gitsin, ne yaparsa yapsın, kim yaparsa yapsın Allah asla zalimi zafere ulaştırmaz. Bizler bugün ilk kıblemiz olan haremi şerife karşı en azından içimizden İsrail’e kin kusmuyorsak inançlarımızı bir gözden geçirmemiz gerekiyor. Gerçekten İsrail ürünlerine  boykot uygulama kampanyalarına ne demeliyiz?. Yine tekraren söylüyorum Yahudilerin ürünlerinin alternatif ürünler ortaya koymadıkça söylediklerimizin sözleşmesi iptal olmuştur. En azından İsrail’e karşı, İsrail’in zulmüne karşı olmak gerekir. Kalbimizi bir yoklayalım İsrail’e karşı en basiti kalbinden buğz ediyor mu? Tepkisiz kalmayalım. Güçten ve güçlüden anlayan İsrail’e gücümüzü birlikteliğimizi gösterelim.

 

 

YORUM EKLE

banner81

banner22

banner21

banner24