Bir eş ve anne olarak Hz. Hatice

Hz. Hatice annemiz İslam öncesi cahiliye toplumunda tahire yani çok temiz kadın diye vasıflandırılırdı. İki evlilik yapmış ve eşleri vefat etmişti. Eşlerinden çok yüklü miktarlarda miras kaldığından Arap toplumunda zengin Araplar Onunla evlilik yapmak için mesela Ebu Süfyan gibi çok istekli olsalar da O bunlardan hiçbirine muhabbet beslememiş kader Onu alemlere rahmet olarak gönderilen bir insana yazmış!...

Mekke’de yaşadığı yıllarda Mekkeliler hangi bir yerde muhabbete başlasalar Peygamberimizden Muhammedül emin yani güvenilen Muhammet diye konuşmaktaydılar. Peygamberimize İslam öncesi Mühammedülemin demeleri Peygamberimizin İslam öncesi asla yalan konuşmaması, emanete sahip çıkması ve verdiği sözde durması gibi ahlaki erdemlerden dolayıydı.

Bu konuşmaları duydukça Peygamberimize olan muhabbeti ve sevgisi gün be gün artmaktaydı. Mekkeli zenginler Onunla evlilik yapmak üzere etrafında cirit attıkça O Peygamberimizi gizliden izlemekteydi. Bir gün Peygamberimizin amcası Ebu Talibe bir teklifte bulunur. Ebu Talibe “Ey Ebu Talip! Yeğenin Muhammedi Şama kervanımda kafile başkanı olarak göndermek isterim. Ne düşünürsün?!” Amcası kendi tarafından bir sorun oluşturmadığını ancak konuyu yeğeni Muhammed’e açması lazım geldiğini söyler. Amcası Ebu Talip yeğeni Muhammedi çağırıp Hatice annemizin isteğini dile getirir. Yeğenine konu hakkında ne düşündüğünü söyler. Peygamberimizde Hatice annemizin isteğini olumlu karşılar.

Bunun üzerine Hatice annemiz kervanı hazırlar ve hizmetlisini kervana Muhammedi izlemesi için koyar. Kervan Şam’da çok karlı bir alış veriş yapar ve Mekke’ye döner. Peygamberimiz kervanın kazancını Hatice annemize teslim eder. Hatice annemiz hizmetlisini çağırır ve Muhammedi Ona sorar. “Nasıl Muhammed denildiği gibi doğru bir insan mı?! Hizmetli; Ey Hatice! Denilenler nedir! Muhammed’de anlatılanlardan kat be kat daha fazlası var!” Bunun üzerine Hatice annemiz asıl niyetini yakınlarına açar. Konuyu Amcası Ebu Talibe açarak kendisinin Muhammet’le evlilik yapmak istediğini konuyu Muhammed’e açmasını ve düşüncesini öğrenmek istediği söyler. Peygamberimizde Hatice annemizin bu isteğini olumlu bakar ve nikahları kıyılır.

Peygamberimiz bu evlilik yıllarında yirmi beş Hatice annemiz ise kırk yaşlarındaydı. Çifttin bu rahmani evliliklerinden altı çocukları olur. Bunlar Fatıma, Zeynep, Rukiye, Ümmi Gülsüm,Kasım ve Abdullah.

Peygamberimiz Annemizin yanında hayatını en mutlu yıllarını geçirir. Hatta kaynaklarımızda annemiz vefat ettikten sonra kendisini o kadar anarmış ki annelerimizden Aişe Hatice annemizi kıskanır ve “Ey Allahın elçisi! Ölmüş gitmiş bir kadını bu kadar anarsınız. Bizler var ya!” Demişlerdir.

Nasipse konuma devam edeceğim. Yazımın burasında yeri gelmişken yazmakta fayda var. Sizlerinde bu konuda bana soru sorduğunuzu duyar gibi olmaktayım. Bir kadın çalışabilir mi?! Bu soruya yukarıdan beri yazmış olduğumuz açıklamalar bir kadının giyimine ve erkeklerle konuşmalarına dikkat ettikçe çalışabileceğini göstermektedir. Peygamberimiz çalışan bir kadın olan annemiz Hatice’ye çalışmasını bırakması lazım geldiğini söylememiştir. Sahabeler devrine baktığımız zaman Hz. Ömer devrinde de Hz. Esma belediye de müdürlük yaptığı tarihi kaynaklarda yazmaktadır…

Peygamberimize peygamberlik verildiği gün Peygamberimiz evine döndüğünde beni örtün. Ben herhalde aklımı kaybettim dediğinde. Annemiz Hatice;” Olur mu öyle şey. Sen fakir fukarayı sahiplenirsin. Akrabalarınla ve komşularınla ilişkileri sıcak tutmaktasın!” demişlerdir. Kadınlardan Peygamberimize inanan ilk kadın unvanını almıştır. Peygamberlik hayatı boyunca Peygamberimiz ve kocasına gerek maddi ve gerekse manevi destekleri vermeğe devam etmiştir.

Kızlarımızı ve eşlerimizi annemiz Hatice karakterinde ve olgunluğunda yetiştirmek her anne ve babanın görevleri arasında olması lazım gelmektedir.

Ölüm yıldönümü hüzün yılı olmuştur…

YORUM EKLE

banner81

banner22

banner21

banner24