24 Haziran Pazar günü yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve 27. Dönem milletvekilliği genel seçimlerine sayılı günler kala seçimlere dair kanaatlerimizi ve tahminlerimizi kayıtlara geçmesi adına paylaşmak istiyorum…
Yaşımız gereği 90’lı yıllardan itibaren yaşanan seçimleri, siyasi atmosferi, ülkemizin durumunu iyi bilenlerdeniz. 1994 yılında yapılan yerel seçimlerle birlikte yıldızı parlayan Refah Partisini, Recep Tayyip Erdoğan’ı, Melih Gökçek’i; 1995 genel seçimlerinde Refah Partisinin yüzde 21 oya ulaşarak birinci parti çıkmasını, RefahYol hükümetini, 28 Şubat süreci ile bu hükümetin devrilmesini, Yerel ve Genel seçimlerin birlikte yapıldığı 1999 seçimlerinde Öcalan’ın Türkiye’ye teslim edilmesiyle Bülent Ecevit’in DSP’sinin 1.parti çıkmasıyla kurulan AnaSolMHP hükümetini, 14 Ağustos 2001 yılında kurulan AK Parti sürecini, Bahçeli’nin 3 Kasım 2002’de erken seçim çıkışını, 3 Kasım 2002 yılında yapılan ve yüzde 34’lük oy oranıyla uzun yıllar sonra iki partili meclisi ve tek başına kurulan 58.AK Parti hükümetini, 2007 yılındaki 367 krizini, referandumu ve seçimlerde oyunu yüzde 46’ya çıkartan AK Parti’nin tek başına hükümetinin devam ettiği seçimi, 2011 seçimlerini ve son 2015 yılında yapılan 7 Haziran ve 1 Kasım seçimleri birebir yaşadık…
Peki bu seçime nasıl geldik… Bahçeli’nin 3 Kasım seçimlerini işaret etmesi gibi Ağustos’ta seçim çıkışına Erdoğan’ın 24 Haziran diye yanıt vermesiyle 24 Haziran seçimlerine karar verildi…
Yaşları bizlerden daha elverişli olanlar 1980’li yılları, Özal’ı, daha müsait olanlar 1960’lı yılları ve Menderes’i hatırlarlar… Yaşları genç olan yeni nesil ise 16 yıldır AK Parti iktidarında yaşıyor… Ortalama 10-12 yıllık çocukluk dönemini de eklersek yaklaşık 28-30 yaş altındaki gençler AK Parti dışında bir hükümet dönemi yaşamadılar…
Bu nedenle de sosyal medya üzerinden yapılan anketler ve paylaşımlarda gençliğin sesi biraz yüksek çıkıyor…
Bu seçimler Türkiye’de farklı bir dönemin başlangıcı olacak… 16 Nisan’da yapılan referandumla bu seçimin ardından hayata geçecek olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemiyle yeni bir yönetim şekli yaşayacağız… Bu seçimin bir başka özelliği de partilerin seçime ittifak halinde gidiyor olmasıdır…
AK Parti ile MHP Cumhur İttifakıyla, CHP, İP ve SP ise Millet İttifakıyla seçime giriyor… Bu ittifakların amacı ittifaka dahil olan partilerin yüzde 10’luk baraj sorununa takılmaması… Örneğin MHP tek başına seçime girse ve yüzde 9 civarında oy alsa hiçbir milletvekili çıkartamazken AK Parti ile yaptığı Cumhur İttifakıyla yüzde 5 bile oy alsa mecliste grup kuracak kadar milletvekili çıkartabilecek…
Yine İP veya SP tek başlarına yüzde 10’luk barajı aşamadıkları için mecliste temsil edecek vekil çıkaramayacaklarken Millet İttifakı ile barajı geçmiş sayılacakları için oy oranları çerçevesinde yüzde 2-3 oy bile alsalar mecliste vekilleri olabilecek…
Milletvekili sayısı 600’e yükseleceğinden kanun yapma ve mecliste kabul etme yeter sayısı 301 olacak…
Seçimde iki ayrı oy kullanılacak olup birinci oy ile Cumhurbaşkanını, ikinci tercih ile de partiye ve milletvekillerini seçeceğiz…
Cumhurbaşkanlığında yüzde 50 + 1 oy alan Cumhurbaşkanı seçilecek… Eğer hiçbir aday yüzde 50 + 1 alamamışsa en çok oyu alan iki aday ikinci turda yarışacak ve kazanan Cumhurbaşkanı olacak…
Milletvekilliğinde ise partiler alacakları oy karşılığında çıkaracakları vekillerle mecliste temsil edilecekler…
Peki 24 Haziran’da nasıl bir sonuç çıkacak karşımıza…
Öncelikle şunu ifade etmekte yarar var…
Hızlandırılmış bir seçim süreci yaşadık… Seçim propaganda sürecinin Ramazan ayına denk gelmesi ile de seçim atmosferini tam anlamıyla yaşayamadık desek yeridir…
Cumhurbaşkanı adaylarından beş tanesi aynı zamanda partisinin de genel başkanı iken CHP’de durum biraz farklı… Genel başkan Kılıçdaroğlu aday olmazken kurultayda karşısına genel başkan adayı olarak çıkan Muharrem İnce’yi aday olarak gösterdi…
MHP ise aday göstermeyerek kurmuş olduğu Cumhur İttifakı gereği AK Parti adayı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı adayı olarak destekleme kararı aldı…
Bu çerçeve kapsamında Cumhurbaşkanlığı için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın birinci turda yüzde 50 + 1 oyu alarak Cumhurbaşkanı seçileceğine inanıyorum… Oy oranı 53,61 mi olur, 54, 71 mi olur, 55, 81 mi olur çok önemli değil ama ilk turda seçileceği kesin gibi…
Gelelim meclis yapısına… Meclis’te AK Parti’nin oyu ile Erdoğan’ın oyu arasında 10 puana yakın bir fark olacağını düşünüyorum… Bunun tek sebebi ise AK Parti teşkilatlarının ve Yerel Yönetimlerin başarısızlığıdır… HDP’nin barajı aşamayacağı ihtimalini yüksek görüyorum… Bu durum da AK Parti’ye yarayacaktır… Ak Parti’nin vekil sayısının da 280-320 aralığında olabileceğini tahmin ediyorum…
Trabzon’da ise durum oldukça heyecanlı geçecek… 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerini analiz ettiğimizde MHP’den AK Parti’ye 30 bin civarında bir oy gittiğini gözlemliyoruz… Bu seçimde bu oylar 40-50 bin olarak geri dönerse AK Parti 4, MHP ve CHP birer milletvekili çıkartır…
Ancak 23 Haziran’da Kandil’e Türk Bayrağının dikilmesi veya Kandil’den iyi bir pert listesi gelmesi durumunda Oflu Vehbi Koç da vekil olarak meclise girer…
Son dönemlerde yapılan seçimlerde mecliste ve bakanlıklarda en üst seviyelerde temsil edilen Of, bu seçimlerde maalesef biraz etkisiz kaldı… AK Parti’nin Oflu adayı Vehbi Koç 5. sırada yer alırken MHP’nin adayı İbrahim Çakır da 2.sırada yer aldı…
İkisinin aynı anda seçilmesi zaten sistem gereği mümkün değil… İbrahim Çakır’ı önceki adaylığı dönemlerinden tanıyorduk… Vehbi Koç’u ise bu seçim döneminde tanıdık… Kısa sürede edindiği başarı oldukça iyi… Bilgi birikimi, iş piyasasındaki tecrübesi ve kişiliği ile kısa sürede Trabzon’da kendine yer buldu… Bu seçim olmasa bile bir sonraki seçimde Sayın Koç’u mecliste görmek sürpriz olmaz…
22 Haziran 2018 01.35
Yüksel YAŞAR