2015-11-28 14:52:29

Çocuk Terbiyesi

Işık KAYA

e-mail: talha.er@hotmail.com 28 Kasım 2015, 14:52

Geçen haftaki yazımızda pedagoji bilimini kısaca tanımış, pedagojinin bizcesi olan Anadolu Pedagojisi’ne kısaca değinmiş ve terbiye sistemimizin yetiştirmeyi amaçladığı insan modelinden bahsetmiştik. Bu yazımızda, Anadolu’daki terbiye sisteminin nasıl bir insan modeli benimsediğinden ve bu sistemde yetiştirilmiş bireylerin hangi vasıflara sahip olacaklarından bahsedeceğiz.

    

Ortaçağ Avrupası’nın çocuk terbiyesindeki temel anlayışı ‘ezme ve sindirme’ üzerine kuruluydu. Her çocuğun günahkar olarak doğduğuna ve bu günahlardan temizlenmesinin de ancak sıkıntı ve acı çekmekle mümkün olabileceğine inanıyorlardı. Bu yüzden de çocuğu fiziksel, duygusal ve psikolojik olarak ezdikçe eziyor, duygu dünyasını yerle bir ediyor ve döverek, kaş çatarak, diş sıkarak, parmak sallayarak çocuğu terbiye etmeye(!) çalışıyorlardı.

 

Anadolu Pedagojiisinde ise çocuk;  ‘aziz bir misafir’ ve anne-babaya emanet edilmiş en değerli bir emanettir. Çocuk fiziksel ve ruhsal olarak en mükemmel bir şekilde yaratılmış, ailesine; ona rehberlik etmek, keşfetmek ve insan-ı kamil olarak yetiştirilmek üzere emanet edilmiştir. Bu sebeple Anadolu’da, çocuğun bu halinin zarar görmemesi için büyükler söz ve davranışlarına fevkalade dikkat etmişlerdir. Çocukla karşılaşıldığında oturuşlara çekidüzen verilmiş, sigara benzeri şeyler içiliyorsa saklanmış, sözler birkaç defa düşünüldükten sonra söylenmiştir.Kısacası büyükler, çocuktan terbiye olmuşlardır.

    

Çocuktan terbiye olmayı sorumluluk olarak gören büyüklerimiz, İstanbul’un fethine kadar çocuklarına  ‘’geleceğin Fatih’i’’ veya  ‘’O’nun askerlerinden biri’’ nazarıyla bakmış, saygı ve şefkatte kusur etmemeye çalışmışlardır. İşte İstanbul, ilk günden itibaren aziz misafir  muamelesi gören bu Fatihler tarafından fethedilmiştir.

 

Göle düşen küçük bir taşın büyük dalgalanmalar meydana getirmesi gibi, çocuğa yöneltilen olumlu veya olumsuz  her türlü söz ve davranış da, ilerleyen yıllarda dünya çapındaki sonuçlarıyla karşımıza çıkmaktadır. Hitler’i Hitler yapan çocukluğunda babasından yediği kırbaçlar olduğu gibi; Yunus’a,  yaratılan her şeyi Yaradan’dan ötürü sevdiren de hiç şüphesiz yaşadığı çocukluk ve bütün benliğiyle doyduğu ve duyduğu şefkat hissidir.

    

Çocuk terbiyesiyle alakalı yazılmış binlerce kitabın özeti sadece bir cümledir:  ‘Ne ekersen onu biçersin.’

      

Çocuğunuzu döverek, bağırarak, kaş çatıp parmak sallayarak, ’öff’leyerek büyüttüyseniz; çok değil on yıl sonra benzer şeylerle karşılaşacağınızdan emin olabilirsiniz.

    

Gücünün yetmediği dönemde ona nasıl davrandıysanız, gücünüzün yetmediği zaman da size aynı şekilde davranacağından emin olabilirsiniz.

    

Aziz bir misafir olarak görüp hürmetle yetiştirdiyseniz, hürmet ve saygı göreceğinizden; şefkat, merhamet ve tebessümle yetiştirdiğiniz yavrunuzun, size de aynı şekilde davranacağından emin olabilirsiniz.

    

Çocuğunuzun ilerleyen zamanlarda karşınıza nasıl çıkacağını merak ediyorsanız, ona şu anda nasıl davrandığınıza bakın.          

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.