Öğretmenin heyecanı geri getirilmeli

Bazen suya sabuna dokunmadan, hayatın kıyısından, köşesinden geçerek yazı yazmaya mecbur bırakır sizi hayat. Bu ne korkmakla alakalı ne bir yerlere söz söyleyememekle ilgilidir. Bu tamamen sözünü ettiğinizi şeyin ya yanlış anlaşılması ya da anlaması gerekenlerin anlamaması için bazen kendinizi frenlemek istemekten kaynaklanır. Ne olursa olsun her daim hayatın kıyısından, köşesinden de dolanıp anlatmak istediklerinize anlatmak zemini olduğunu bilerek yeni bir yol bulmak önemlidir. Mesele biraz da hayatın içindeki zenginliklerin fırsatını bulup onları gün yüzüne çıkarabilmektir. Karmakarışık bir gündemin içine kaybolmaktansa toplumun ihtiyacı olanları gündem etmek, onları gün yüzüne çıkarmak bu işin başka bir yönü olsa gerekir.

 

Hepimizin yaşadığımız hayata karşı sorumluluğumuz var. Sorumluluğumuzun gereğinin en önemli nedeni insan olmaktır. Hangi kademesinde olursa olsun insan yaşadığı çevreye karşı elinden gelenin en iyisini yapmak zorundadır. İnsanın temel vazifesi en yüksek makama gelmek değildir. Fakat bulunduğu makamda en yüksek beceriyi göstermekse vazifesidir. İnancımıza göre Allah insana niçin şu olamadın, bu olamadın diye sormayacaktır. Lakin niçin işinin gereğini yapmadın diye soracaktır.

 

Bu hafta 24 Kasım Öğretmenler Gününü kutlayacağız. Her ne kadar bir günlük kutlamalar, anmalar, değeri bir güne indirgemeler işin ruhuna aykırı olsa da bir gün bile hayırla yadedilecekse onu yok saymamak gerekir. Kuşkusuz bütün meslekler değerlidir. Ancak fonksiyonu bakımından öğretmenlik ayrı bir yere konulmayı hak ediyor. Çünkü öğretmen yarını inşa eden insandır. Toplum olarak yarınların nasıl olmasını istiyorsanız öğretmenlerinizi öyle yetiştirmelisiniz. Başı bozuk, geçmişine yabancı, değerlerinden yoksun, gelecek kaygısı olmayan, günü kurtarmaya çalışan bir toplum da öğretmenlerin elinden geçiyor. Dört başı mamur bir toplum da öğretmenin elinden geçiyor.  İşin asıl noktası öğretmenin her bakımdan donanımlı olması gerekiyor. Bunu söylerken sadece akademik olarak söylemiyorum. Akademik, sosyal, kültürel, ekonomik olarak yetkin bir öğretmen toplumun geleceğinde önemli işlev görecektir. Madem bu kadar önemli görülüyor öğretmenlik öyleyse öğretmene her türlü sözlü ve fiziksel saldırı asla kabul edilemez. Onun saygınlığına ve otoritesine bir halel getirilmemelidir.

 

Ülke olarak ekonomik anlamda geldiğimiz noktada çalışanların maddi rahatlığından bahsetmek mümkün değildir. Asgari ücretle aile geçindirmek zorunda kalan milyonlara baktığımızda her ne kadar yeterli görülmese de öğretmenlerin ekonomik durumu ülke standartlarının altında değildir. Ben Öğretmenliğin sadece para için yapılacak en son meslek olduğuna inanıyorum. Tabi ki her işte olduğu gibi öğretmenlik bir meslektir ve işin gereği para kazanılmasa niçin yapılsın? Fakat sadece para kazanmak için öğretmenlik yapılmamalıdır.

 

Yeni Milli Eğitim Bakanı ile Türkiye’nin eğitimde yakalamak istediği heyecan öğretmenlerin heyecanına düğümlenmiş durumdadır. Bu tespit aslında yerinde ve doğru bir tespitti. Ülkemizde; sosyal, siyasal, ekonomik vs. bir sürü sebeple öğretmenler heyecanını kaybediyor. İstisnalar hariç bugün öğretmenlerin önemli kısmında atanana kadarki heyecanlar atandıktan sonra kayboluyor. Halbuki öğretmenlik idealistlik ve heyecan olmadan yapılamaz. Öğretmenlik sıradan bir meslek olarak yapıldığında geleceği inşa değil imha eder. Öyleyse öğretmenin heyecanını geri getirmek birinci önceliğimiz olmalıdır.

 

Of’ta 24 Kasım Öğretmenler Günü bir dizi etkinliklerle kutlanacak. Şimdiden tüm öğretmenlerimizin Öğretmenler Gününü kutluyorum. Ahirete irtihal eden edenlere Allah rahmet eylesin. Hayatta olan emekli öğretmenlerimize rabbim sağlıklı, hayırlı ve uzun ömürler versin.

 

 

 

YORUM EKLE

banner81

banner22

banner21

banner24