Çayda altın sezon erken mi sona erdi?

Seçim sonuçları genel olarak beklenilen gibi oldu. Millet başkanlık konusundaki tavrını net ortaya koyarak bir belirsizliğe izin vermeyip ülkeyi yeni maceralara atmadı. Siyasi partiler noktasında ise  uyarısını net yaparak gelecek adına yapılması gerekenler konusunda uyarılarda bulundu. Vatandaş gerekli derslerin çıkarılması beklentisi ile şimdilik kabuğuna çekiliyor.  Önümüzde yerel seçimler var orada mesajın ne kadar alınıp alınmayacağını göreceğiz.

 

Şimdi herkes işine dönsün ve yapacağı işe yoğunlaşsın. Boşa geçirecek zaman yok ülkenin beklentilerine herkes kendi gücü kadar katkı sunması gerekiyor. Bölgemizin en önemli ürünü olan çay sezonunun ikinci sürgün kampanyası başladı. Öncelikli olarak herkese hayırlı olsun. Birinci sürgün çay alımlarında ramazan ayı nedeniyle yaşanan yoğunlukta önemli sıkıntılar yaşanmıştı. İkinci sürgün çay için ise sanki bunun biraz tersi olmuş. Seçimler nedeniyle gerek vatandaşın oy vermek için seyahat yapmak zorunda kalması gerekse özel sektörün kafalarında oluşan bir belirsizlik nedeniyle çaya geç başlandı. Şimdi ise belli yoğunluk yaşanmaya başladı.

 

ÇAYKUR seçim öncesi kampanyayı açarak çay kesmek için çaylıklara giren vatandaşın çayını alarak boşluğu doldurdu. Birinci sürgüde almayı planladığı çayı alamayan ÇAYKUR bakalım bu hızla amacına bu sürgüde ulaşabilecek mi? Bence ÇAYKUR bir yanlış yapmış, geçen ay dönüm başı 570 olan kotayı bu ay 500 kiloya düşürmüş. Kanımca psikolojik olarak kotaya müdahale edilmemeliydi. Gerekirse artırılıp hem kendisi daha çok çay almış olacak hem de bu ay fırsatçılık yapmaya meyilli bazı özel sektör firmalarını biraz olsun dengeleyebilecekti. Şayet iyi niyetli olursa ÇAYKUR, bunu vatandaşın lehine kullanabilir. Fakat seçimin geçmesi ile bu uygulamaya gideceğini de düşünmüyorum. Her ne kadar mart ayında yerel seçimler olsa da seçim etkisi bu sürgüde etkisi olsa olsa yüzeysel olacaktır.

 

Burada asıl sorun özel sektörün alacağı tavırdır. Birinci sürgüde vatandaşların aceleciliği nedeniyle yoğun izdiham yaşanmasıyla hem çayın fiyatı düşmüş hem de işlemesinde sıkıntılar yaşanmıştı. Yoğunluk nedeniyle fiyatlar geçen senenin hatta önceki senenin seviyesine kadar düşmüş oldu. Burada suçlu varsa en büyük suçlu üreticidir hatta gurbetçi üreticidir diyebiliriz. Gurbetçi üretici çayını erken kesip dönmek için 5-6 günle uçak biletini gidiş- dönüş şeklinde almış. Doğrusunu söylemek gerekirse bu üretici gerçek anlamda çayın derdini çekmemiş, çaydan bu zamana kadar para kazanmamış üreticidir. O nedenle aldığı her kuruşu kâr biliyor, gerçek değerinin altında çayı satmada bir beis görmüyor. Maalesef böyle bir güruh da son zamanlar da gittikçe artıyor. Topluyor Gürcü’yü, salıyor çaylığa ucuz pahalı demeden satıp aldığı parayı adeta ganimet biliyor. Bu anlayış hem ülkenin gelir kaybına neden oluyor, hem de çay bahçelerinin kısa sürede verimlerinin düşmesine neden oluyor.

 

  

Tüm bu şartlar altında özel sektör birinci sürgün çayda aldığı çayı elinde bir güç olarak görüyor ve ikinci sürgü alımlarına ipe un sererek başladı. Haziran 2019 için vade vermek asla iyi niyetle bağdaşmıyor. Ondan vaz geçerek Mart-Nisan 2019 devlet taban fiyatı vade işle 2lira bürüt haftalık peşine dönmesiyle bu sezon ki mantalitesini ortaya koymuş oldu.  Böyle giderse yoğunluk, artacak fiyatlar 1, 50- 1, 60 Kr kadar ineceğe benziyor. Yani bu saatten sonra özel sektörden kimse en azından bu yıl için devlet taban fiyatında peşin alım beklemesin. Seçim dönemleri biter ama geçim dönemleri bitmez bu ülkede. Devlet fırsatçılık yapan tüccara da üreticiye de göz yummamalıdır. Ağırlığını koymalıdır. En azından bu beklenti içinde olmak insaflı vatandaşların beklentisidir. Bu tablo bize çayda kısa dönem yaşanan “çayın altın dönemi bitti mi diye sorduruyor. Yine sakin olmalı, acele edip fiyatı çok da aşağılara çektirmemelidir.

 

 

 

YORUM EKLE

banner81

banner22

banner21

banner24