Yemen’deki annelerin çığlığını duyan var mı?


Havada bulut yok, bu ne dumandır 
Mahlede ölen yok, bu ne figandır 
Şu Yemen elleri ne de yamandır

Ano Yemendir, gülü çemendir 
Giden gelmiyor, acep nedendir 
Burası Muş'tur, yolu yokuştur 
Giden gelmiyor, acep ne iştir 

Mızıka çalınır düğün mü sandın 
Al yeşil bayrağı gelin mi sandın 
Yemen'e gideni gelir mi sandın 
Dön gel ağam dön gel dayanamiram 
Uyku gaflet basmış uyanamiram 
Ağam öldüğüne inanamiram

 

Hep hüzün, hep acı hatırlanır bu Yemen Türküsünü duyulduğunda. Lakin son zamanlarda Yemen’le ilgili duyduğumuz haberler Yemen’in kaderinin hiç de değişmediğini gösteriyor. Bugün Yemen’de çocuklar ölüyor. Bugün Yemen’de anneler, babalar çaresizce ciğerpareleri olan yavrularının ellerinden kayıp gitmesinin feryadını yaşıyor. Ne acı değil mi göz önünde çaresizce elinizden yavrunuz gidiyor ama bir şey yapamıyorsunuz? Yeryüzünde insan olmak yüzyıllar içinde bu kadar acizliğe düşmüş müydü acaba? Ya da zalimlik bu kadar pirim yapmış mıydı insanlık hayatının serüveninde?

 

Yemen bizim için sadece bir türkü olarak mı anılacak veya bir türkü hüznü ile gözlerimizi mi buğulandıracak? Bizim Yemen’deki izimiz 1517 yılında Yavuz Sultan Selim’in Mısırı fethi ile Osmanlı Devleti’ne katılasıyla başlar. O tarihten sonra bir şekilde bağını sürdürdüğü 400 yıl gibi bir serüveni taşır. Yemen Osmanlı’nı son yüzyılında ise daha çok stratejik bir ili haline gelmişti. Birinci Cihan Harbi sonrası imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması gereği ise Yemen’in elimizden çıkmasına razı olduk.

 

Günümüzün Yemen’i ise bir tarafta İran diğer taraftan Suudi Arabistan arasında sıkışmış, iki ateş arasında yaşam mücadelesi veriyor. Yemen yer altı zenginliği olmayan bir ülke olmasına rağmen hem İran hem de Suudi Arabistan’ın başını çektiği koalisyon tarafından saldırı altına tutulmasının en büyük nedeni Babül Mendep Boğazı olduğu anlaşılıyor. En azından zihin altında bulunan sebep bu olsa gerekir. Şu anda dünya üzerinde gemilerle taşınan petrolün % 8’i Babül Mendep Boğazından taşınıyor. İran burada bulunan Husilerin Şii (Zeydi) hamiliğini yaparak bu olaya ortak olmuş. Husileri himaye bahanesiyle Yemen’in tamamına hâkim olmak istiyor. Suudiler de Yemen’in yaklaşık %70-75’ini oluşturan Şafilerin (Sunnilerin) yanında yer alarak karşı cephe oluşturuyor. Suudiler ABD silahlarıyla, İranlılar Rus silahlarıyla Müslümanların üzerlerine bombalar yağdırıyor. Ölen masumlar oluyor. Neden? Daha çok petrol, daha çok silah, daha çok para için mazlum insanların hayatları sıradan ve ucuz hale getiriliyor.

 

Menfaatinden başka bir şey tanımayan dünyadan merhamet beklemek safdillik olduğunu da biliyoruz. Lakin bırakın Müslüman hayatını, ölenler hepsi insan. Yeryüzünde nesli tükenmekte olan hayvanlar için gösterilen hassasiyet ve ilgi; açlık, sefalet, hastalıklardan ölen Yemenli çocuklar gösterilemez mi? Bir tarafta sofrasında kaç çeşit yemek varken ne yiyeceğini bilemeyen ve bunların çoğunu çöpe atan bir insanlık diğer taraftan bildiğimiz yiyecek bulamadığı için ölen çocuklar, insanlar. Bu adaletsizlik karşısında sustuğumuz sürece azap her daim kapımızın yakınlarında olacaktır. Bir bakmışsın ki bir gün kapıyı çalmış.

 

Bir kez daha düşünelim, bir kez daha kulak verelim Yemenli annelerin çığlığına. Şiilik ve Sünnilik perdelemesiyle yakılan ateşlere İslam düşmanlarının da benzinle gittiği Yemen’deki bu ateşi Müslümanlar söndürmek zorundadır. Korkarım ki buna kayıtsız kalan hiçbir Müslüman Yemen’deki çocuklardan rıza almadıkça cennete giremeyecektir. Her geçen zaman her yaşanan felaket bize gösteriyor ki İslam Dünyasındaki başsızlık en büyük sorunmuş. Galiba bu iş halledilmedikçe biz çok daha böyle acılar çekmeye, böyle acıları yazmaya devam edeceğiz. İslam en büyük bağımız, zenginliğimiz iken mezheplerin bölücülüğüne, zayıflığına neden düşüyoruz. Ne olur Yemen’e yardım edelim. Yemeni ülke ve dünya gündeminden düşürmeyelim. İçimizdeki beyinsizler yüzünden bizi helak eyleme Allah’ım.

 

 

 

YORUM EKLE

banner81

banner22

banner21

banner24