Öldüren değil yaşatan ideolojiler olsun

Bizim medeniyetimiz insanı yaşatma üzerine kurulmuş bir medeniyettir. Medeniyetimizin en temel yapıcı unsurlarından olan İslam insanın yaşatılmasını tavsiye ederken insanı günahsız yere öldürmenin büyük suç olduğunu açıklıyor bize. Böyle bir tavsiye ve telkin ile mükellef olan bizlere ne oluyor ki bunu görmezden gelebiliyor aksini yapıyoruz. Unutulmamalıdır ki hiçbir ölüm başkalarını yaşatmaz. İntikam duygusuyla şuurunu kaybedenlerin öfkeleriyle yapamayacağı şey yoktur. Öfke ruhları esir aldığında akıl kaybolur.

 

Geçen onca zamana rağmen hala aynı oyunlar oynanılıyorsa üzerimizde hiç ders almadık dün yaşadıklarımızdan. Dünün kirli ve kan emici senaryolarında kaybettiklerimizin hesabı sorulmamışken şimdi buna benzer ve daha karmaşık planlar icra ediliyor. Ülke üzerinde oynanan oyun aynı olsa da planlayıcılar ve uygulayıcılar değişmiyor. Yüzler değişik gelse de maskelerin altındaki yüzler hep aynı yüzler. Öfke maskeye değil yüzün sahibine olması gerekirken maskeye öfkeleniyoruz toplum olarak. Dün kardeş kavgası çıkarıp evleri bölenler, ülkeyi bölmeye çalışanlar bugün yine aynı şeyi yapmaya çalışıyor. Sözüm ona darbe ile sükûneti sağlayanların adaletini biliyoruz. 12 Eylül dönemi hepimizin malumudur; suçlu ya da suçsuz fark etmeden iki taraftan da birilerini infaz edip adalet sağladılar. Sessizlik ve sükûneti sağlamak amaç olsa da her sükûnet her şeyin yolunda gittiğine işaret değildir. Çünkü ondan sonra kopacak fırtınalar önemlidir.

 

Toplumun gücünü zayıflatmak için, toplumun huzur ve sükunetini bozmak için asırlardır başvurulan yöntemler bugün de değişmemişe benziyor. Toplumun ufak tefek ayrılıklarını kaşıyarak birbirine düşürecek hale getiril iliyor. Sonrası kolay.

İdeolojiler  yeni  dünyalar kurmak için yaşanır ve yaşatılırdı. Yaşatan ideolojilerin yerine öldüren ideolojilerin peşine düşen bir toplum haline getirildik. Bundan bir süre önce toplum mühendisleri yine işbaşına geçti. Önümüze Berkin ve Burak örneklerini koydular. Berkin Elvan ideolojisi ve düşünceleri ne olursa olsun gittiği yolu tasvip edersiniz, etmezsiniz  ölüme gitmesi bu ülke için kayıptır. Bunun karşısında intikamcı, rövanşist yaklaşımla ne olursa olsun öfkeleri için çatacak masum arayanların öfkesi Burak Can Karamanoğlu masum bedeninin cansız yere düşmesine neden oldu. Burak Can Berkin’in cenazesine katılan eli maşalıların kör kurşununa kurban gitti. Evet, Berkinler ölmesin, Buraklar da ölmesin. Öldürdükçe değil yaşattıkça mutlu olmalı ve mutluluğumuzu artırmalıdır. Yaşamak için ille de hep ölmeye mi mahkûm olmalı bu milletin evlatları. Vatan uğruna, düşman yolunda canının yok sayılması gerektiğini bu millet yaşadığı tarihten öğrenmiştir. Gerekli olduğunda şartlar onu gerektirdiğinde yine hayatın veda etmesini bilir.

 

Milletlerin tarihi derinlikleri ne kadar büyük olursa oradan bugüne yeni çıkış yolları bulunur. Bizim tarihi geçmişimiz de zengin olduğu için geçmişten bugünü kurtaracak kahramanlar çıkarırız. Aynı şekilde çöküşlere yol açan hainlerde bulabiliriz. Bunların nelere yol açtığını bilirsek aynı hatalara düşmeyiz. Dünden çıkardığımız dersler yarınlara daha sağlıklı çıkmamızı sağlar. Dünkü acılardan ders çıkaramazsak bugün aynı acıların daha büyüklerini yaşarız. Yarına ise kangrene dönüşmüş toplumsal yaralar ve bölünmüş toplumla karşılaşırız. Kazandığımız kadar kaybettiklerimizin hesabını yapmıyorsak kazançlı çıkmıyoruz demektir. Kayıpların hesabını yapmayanlar kaybetmekten hiç kurtulamazlar.

YORUM EKLE

banner81

banner22

banner21

banner24