Okul meclisi seçimleri böyle olmamalı

 İş yapmak için iş yapar görünmek bizim gibi doğulu milletlere has bir özellik olsa gerekir. Dün yaptığımızı bugün inkâr edercesine tutum ve davranışlara bürünüyorsak bir duruş sorunu yaşıyoruz demektir. Gelecek nesiller üzerinde inşa ettiğimiz her tutarsız eylem yarına güvensiz ve çıkarcı insanları karşımıza çıkaracaktır. Adı ne olursa olsun bir amaç için yapılmayacaksa yapmamak yapmaktan daha anlamlı ve faydalı olacaktır. İnanmadığı bir davanın sözcülüğünü yapmak insanı ne dava adamı yapar ne de  inandırıcı kılar.

 

İnsan yetiştirmede en temel hedeflerimizden birisi de kendine güvenen sosyal yönü gelişmiş insan yetiştirmektir.Ülkemizde demokrasi kültürünün oluşturulması ve kökleştirilmesi adına 2003-2004 eğitim öğretim yılından itibaren okullarda Milli Eğitim Bakanlığı ile TBMM arasında imzalanan protokol gereği okulmeclisi başkanlığı seçimleri yapılmaya başlandı. Projenin ilk başladığı yıllarda okullarda gerçekten önemli heyecan ve olumlu sosyal atmosfer meydana getirdi. Okullarda öğrenciler projeye o kadar önem atfettiler ki sanki ulusal seçimlere hazırlanacak hava oluştu. Her biri sanki milletvekili, bakan, başbakan seçilecekmiş. O nedenle adaylık süreçleri büyük çekişme ve heyecana sahne oldu. Aday olmak başlı başına bir cesaretken ondan da daha ileri giderek siyasiler gibi propaganda çalışmaları yapıldı. Dövizler hazırlandı. Vaatler sıralandı. Ellerdeki imkanlar kullanılarak seçim yarışında ip göğüslenmeye çalışıldı.

 

Okullarda hem fikir hem proje hem de kendilerini ifade etme yarışına giren öğrenciler ile bir dönem farklı bir atmosfer yakalanmıştı. Öyle ki en ücra köy ve kasabalarda bu heyecan ve tatlı yarış yaşandı. En iyi olmak, en iyiyi temsil etmek hedefiyle okul, ilçe ve il temsilcilerinde bir kalite oluşuyordu. Tabi ki bu kalite yukarıya da yansıyordu. Şimdilerde ne oldu da son birkaç yıldır bu ruh ve anlayıştan vazgeçildi? Ne oldu da seçimler sadece rutin bir evrak işine dönüştürüldü? Ne oldu da sadece seçimle iktifa edilir oldu?

 

İlle de seçim olsun, ille de demokrasi adına bir şeyler yapalım diye değil. Geleceğimizin teminatı dediğimiz, yarınımızın umutları gençlerimize imkân ve fırsat vermek adına bu seçimleri fırsata dönüştürmeliyiz. Onlara yeterli zaman verip hazırlanmalarına imkân tanımalı, yeni proje üretmeleri için cesaretlendirmeli, tanıtım ve kendilerini ifade becerilerinin yolunu açmalıyız. Kendine güvenen, toplum önünde kendini ifade eden, iddialı ve kaybetmekten korkmayan, yarına umutla bakan insanları yetiştirmenin yolunu açmalıyız. Onun da yolu onlara güvenmek ve fırsat sunmaktır.

 

İlçemiz Of’ta Öğrenci Meclisi Seçimleri için o eski heyecan ve önemsenmeyi görmediğimizi söyledik. Peki, ülke genelinde de böyle midir? Tam olarak nasıl bir önem atfedildiğini bilmiyoruz ama basında çıkan haberlerden öğrenebildiğimiz kadarıyla  geçen hafta Trabzon’da ve İzmir’de Öğrenci Meclisi Seçimlerine hazırlıklar çok iddialı olduğunu öğrendik. Öğrenciler kampanyalarında spor ve siyaset dünyasını katarak seçimi kazanmanın gayretine girdiler. Bunu yaparken yazılı, görsel ve sosyal medyayı kullanmaları önemli bir başarılı tanıtım avantajı sağladı adaylara. Aslında eğitimin önemli bir parçası olanöğrencilerin sosyalleşmesinde bu yol iyi kullanılması gereken yoldur. Maalesef sınavlar elimizi kolumuzu bağlıyor endişesini taşıyoruz.Eğer sınav hazırlıkları gerekçe gösterilerek bu işten vazgeçiliyorsa çok yazık. Zaten yarış atına çevirdiğimiz çocukların asosyal yaparak bu ülkeye yeterince zarar vermedik mi?

 

Bırakın hayata dokunsun çocuklar, bırakın hayallerini kurdukları dünyanın ilk umuduna dokunsunlar. Hayattan kopardıklarımızla değil hayatla kucaklaştırdıklarımızdır yarınki ümitlerimiz. İlle de olsun diye yaptıklarımızın kimseye faydası olmadı bu ana kadar bundan sonra da olacak değildir. Hayata dokunalım. Yarınki büyük Türkiye’yi kuracak insanlara her dem kendilerini ifade etme fırsatı tanıyalım. İnanmadığımız işleri yapmanın kimseye faydası olmayacağından bırakalım inanmadıklarımızın peşinden koşmayı.

 

YORUM EKLE

banner81

banner22

banner21

banner24