İçişleri Bakanı Soylu Bayram Namazını Muş’ta kıldı

İçişleri Bakanı Oflu Hemşerimiz Süleyman Soylu Kurban Bayramı Namazını Muş’ta kılarak İl Jandarma Komutanlığı’nda Jandarma Özel Harekatçılarla kahvaltı yaptı.

İçişleri Bakanı Soylu Bayram Namazını Muş’ta kıldı

İçişleri Bakanı Oflu Hemşerimiz Süleyman Soylu Kurban Bayramı’nın ilk günü Muş’ta geçirdi.

 

Sabah saat 04.00’te özel uçakla Muş’a giden Bakan Soylu, Bayram Namazını Muş Merkez’de kıldı. Bayram Namazı çıkışında Muş halkıyla bayramlaşan Soylu, İl Jandarma Komutanlığı’nı ziyaret etti.

 

Jandarma Özel Harekatçılarla kahvaltı yapan Soylu, daha sonra Jandarma Özel Harekatçılarla birlikte Kurban kesti.

 

49. Tugay Komutanlığı’nı ziyaret eden Bakan Soylu, burada askerlerle bayramlaştı.

 

Daha sonra İl Emniyet Müdürlüğün ziyaret eden Bakan Soylu, Polis Özel Harkatçılarla bayramlaştı. Öğle yemeğini Polislerle birlikte yiyen Bakan Soylu, akşam saatlerinde Muş’tan ayrıldı.

 

Soylu'ya Muş ziyaretinde Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Yaşar Güler de eşlik etti. 

 

 

Bakan Soylu ziyaretlerde yaptığı açıklamalarda şu ifadelere yer verdi.

 

 

- Bakan Soylu:

"(Belediyelere yapılan yeni görevlendirmeler) Seçilmişlik hukukun ve demokrasinin gasbı anlamına gelmez. Tam tersi hukuku ve demokrasiyi, tam anlamıyla muhafaza etmek anlamına gelir. Eğer bunu bunu yapmıyorsanız, hukuk ve mahkemeler devreye girer"

- "Yani seçilmişlik herkese istediğini yapabilme hakkını ve özgürlüğünü vermez. Ehliyetin kuralları bellidir. Kaynağı yerinde kullanmak. Hukukun içinde bir değerlendirmek yapmak. Bu ehliyeti farklı bir şekilde değerlendirenlere yine müdahale hukukun içerisinde olur"

- "Özellikle dost ve müttefik olarak nitelendirdiğimiz ülkelerin elçileri, bu konuda bir değerlendirme yapma hakkına sahip değillerdir. Bunu açıkça ifade etmek istiyorum. Türkiye'yi bu tip süreçte tanımlandırmak, Türkiye'ye ve milletimize büyük bir haksızlıktır, tahrik unsuru içeren bir açıklamadır"

 

MUŞ (AA) - İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, belediyelere yapılan yeni görevlendirmelere ilişkin, "Seçilmişlik hukukun ve demokrasinin gasbı anlamına gelmez. Tam tersi hukuku ve demokrasiyi, tam anlamıyla muhafaza etmek anlamına gelir. Eğer bunu bunu yapmıyorsanız, hukuk ve mahkemeler devreye girer." dedi. 

 

Özel uçakla Muş'a gelen Bakan Soylu'yu, havaalanında, Vali Seddar Yavuz, AK Parti MuşMilletvekili Mehmet Emin Şimşek, Belediye Başkanı Feyat Asya, İl Jandarma Komutanı Jandarma Albay İsmail Şen, kurum amirleri ve partililer karşıladı.

 

Burada kendisini karşılayanlarla bir süre sohbet eden Soylu, ardından bayram namazını kılmak için kent merkezindeki Lale Camisi'ne geçti. Namaz sonrası Bakan Soylu camiye gelen vatandaşlarla bayramlaştı, çocuklara bayram harçlığı verdi.

 

Cami çıkışında gazetecilere açıklama yapan Soyu, bayramın Türkiye'ye ve bütün dünyaya kardeşliği, barışı, sevgiyi ve muhabbeti hakim kılması dileğinde bulundu.

 

Hep birlikte bunu arzu ettiklerini ve bunun için dualar yaptıklarını aktaran Soylu, şöyle konuştu:

 

"Biraz sonra kurbanlar kesilecek. O kurbanların hürmetine milletimizin, çocuklarımızın ve insanlığımızın istediği budur. Bugün dünyanın birçok yerinde bu bayram sevincini doyasıya yaşayamayan ve bu bayramı, vuslatı ve kucaklaşmayı hissedemeyenler var. Onların adına da duacıyız. Onlar için de yapabileceklerimizin ve yapmamız gerekenlerin farkında olduğumuzu hissettiririz. Her zaman söylediğimiz gibi hem bizim hem de ötekinin varlığını hep birlikte kucakladığımız bir gün içerisindeyiz. İnşallah bu bayram ve şu güzel vuran güneş memleketimi, milletimi ve dünyayı da aynı şekilde aydınlatacaktır."

 

- "Halkın kaynakları, milletimize ve halka aktarılacaktır"

 

Belediyelere görevlendirme yapılmasının, özellikle bu görevlendirmelerin teröre yönelik, terörle bağı ve terör örgütlerine olan desteği hem adli hem de idari soruşturmalarca sabit olan ve bu konuda artık milletin oyunun ve demokrasinin millet adına kullanılması lazım gelen bir uygulama olduğunun altını çizen Soylu, şöyle devam etti:

 

"Bu konuda inanıyorum ki görevlendirilen arkadaşlarımız, kaymakamlarımız ve oradaki yetkililer her birisi çok başarılı bir şekilde yönetim ortaya koyacaktır. Hatta bu sabah geldiğimizde onlarla yaptığımız müzakerede belediyelerin eksiklikleri ve aksaklıkları, onlara neler yapılması gerektiğini konuştuk. Dün dahi birçok arkadaşımız bayram hazırlıklarını belediyelerde gerçekleştirdiler. Hiç kimsenin bir endişesi olmasın. Hizmetler en üst seviyede görülecektir. Halkın kaynakları, milletimize ve halka aktarılacaktır. Bizi üzen dün bir büyükelçinin yaptığı açıklamadır. Bunu Türkiye'nin iç işlerine müdahale olarak kabul ederiz. Bu değerlendirmeyi de asla kabul edilemez buluruz. Bir taraftan terör örgütüyle olan bağı ve ilişkisi adli ile idari makamlarca ve soruşturmalarla tespit edilen, bu konuda hem anayasamıza hem de kanunlarımıza uygun bir şekilde gerçekleştirilen bir sürecin sonunda eğer terörle mücadele konusunda bir kararlılık ortaya konuluyorsa, bu kararlılık bütün dünyaya özellikle müttefiklerimizle birlikte her türlü teröre karşı mücadele ediyorsak, bu sorumluluktan uzak açıklamalar teröre cesaret verir. Buna hiç kimsenin hakkı yoktur. Özellikle dost ve müttefik olarak nitelendirdiğimiz ülkelerin elçileri, bu konuda bir değerlendirme yapma hakkına sahip değillerdir. Bunu açıkça ifade etmek istiyorum. Türkiye'yi bu tip süreçte tanımlandırmak, Türkiye'ye ve milletimize büyük bir haksızlıktır, tahrik unsuru içeren bir açıklamadır. Ama milletimiz dün de, bugün de, yarın da vakarıyla, sağduyusuyla ve karşı karşıya kaldığı meselenin ne olduğunun kendisince bilinmesi münasebetiyle, cevabını da en güzel şekilde vermiştir. Onun için mesele demokrasi, hukuk devleti ve vatan kavramıdır. Demokrasiye ve milli iradeye sadık olacağız, hukuk devletinin gereklerini yerine getireceğiz. Bu kardeşliği yüzyıllardır sürdürüyoruz. Bu kardeşliği bu topraklar içinde yüzyıllarca sürdüreceğiz. Birbirimizi o kadar sıkı kucaklayacağız ve anlayacağız ki yarınlara güçlü, zengin ve özgür bir ülke olarak ulaşacağı... Hiç kimsenin bundan endişesi olamasın."

 

"Verilen oy demokrasi ve hukuk kuralları çerçevesinde işlevselliğini ortaya koyuyorsa, bir karşılığı söz konusudur." diyen Bakan Soylu, "Seçilmişlik hukukun ve demokrasinin gasbı anlamına gelmez. Tam tersi hukuku ve demokrasiyi, tam anlamıyla muhafaza etmek anlamına gelir. Eğer bunu yapmıyorsanız, hukuk ve mahkemeler devreye girer. Yani seçilmişlik herkese istediğini yapabilme hakkını ve özgürlüğünü vermez. Ehliyetin kuralları bellidir. Kaynağı yerinde kullanmak. Hukukun içinde bir değerlendirmek yapmak. Bu ehliyeti farklı bir şekilde değerlendirenlere yine müdahale hukukun içerisinde olur. Bu hususta budur. Hukukun içerisinde kalmak ve demokrasi içerisinde hak etmek esastır." ifadesini kullandı.

 

- Fırat Kalkanı Operasyonu  

 

Güvenlik kuvvetlerinin bayramını kutlayan Süleyman Soylu, şunları kaydetti:

 

"Bu bayramda bizler burada huzur ve rahat içinde dururken onlar büyük bir mücadeleyi ortaya koyuyorlar. Allah yardımcıları olsun, muhafaza eylesin. Bütün dualarımız öyledir. Bu konuda gerekli bütün çalışmalar ve yapılması gerekenlerin tamamı titizlikle büyük bir dikkatle gerçekleştiriliyor. Bu coğrafyanın barışı aslında hem dünyanın hem de insanlığın huzuru anlamına gelir. Biz bunun bilinci içindeyiz. Birlikte hareket ettiğimiz tüm ülkeler de bu bilinçle hareket ediyorlar. Şu açıktır ki bu bayramda özellikle Türkiye'nin ve milletimizin okumasını yanlış yapanlar, bir durup düşünsünler. Yanlış tercümeler yapmasınlar. Bazen yanlış tercümeler yapıyorlar. O yanlış tercümeleri ortaya koymasınlar. Tercümeleri doğru yaparlarsa dillerimiz anlaşabilir, gönüllerimiz ve zihinlerimiz anlaşabilir." 

 

Ardından İçişleri Bakanı Soylu, geçen yıl Malazgirt ilçesinde terör örgütü PKK mensuplarınca şehit edilen İlçe Jandarma Komutanı Binbaşı Aslan Kulaksız'ın, İzmir'de yaşayan ailesini ve ayrıca 15 Temmuz gecesi yaralanan özel harekatçı Turgut Aydın'ın eşi Nadire Aydın'ı telefonla arayarak, bayramlarını tebrik etti.

 

Soylu'ya Muş ziyaretinde Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Yaşar Güler de eşlik etti. 

 

 

İçişleri Bakanı Soylu, Muş'ta

 

- Bakan Soylu: 

- "Bir elimiz şefkat eli, bir elimiz de demokrasi ve hukuk dili olarak işimizi yapmaya çalışacak ve milletimizi güvende hissettireceğiz"

- "Devletin gücünü, şu güvenlik güçlerimizin kararlılığını, mahkemelerimizin ortaya koyduğu kararlılığı, hafife alanlara ne olduğunu hep beraber bir soralım. Ama demokrasi ve hukukun içinde hareket edenler aynen yollarına devam ediyorlar. Hiçbir problem yok ve olmayacak da"

 

MUŞ (AA) - İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Bir elimiz şefkat eli, bir elimiz de demokrasi ve hukuk dili olarak işimizi yapmaya çalışacak ve milletimizi güvende hissettireceğiz." dedi.

 

Muş Polisevi'nde polis memurları ve partililerle bayramlaşan Bakan Soylu, Türkiye'nin zor bir coğrafyada yer aldığına işaret ederek, "Biz dünyanın en pahalı arazisinde oturuyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

 

Türkiye'nin sürekli saldırılara maruz kaldığını, hareket kabiliyetinin daraltılmaya çalışıldığını vurgulayan Soylu, şöyle devam etti:

 

"Bütün bunların farkındayız. Dikkat edin 20. asrın başında ortaya koyduğumuz iradeye sekte vurmaya çalıştılar. Güzel Cumhuriyetimizi kurduk, değerlerimizle ve birliğimizle yürümeye çalıştık. Onu engellemeye çalıştılar. Şimdi 21. yüzyılda yeniden bu büyük süreci devam ettiriyoruz. Bir sözüm var ve her zamanda söylerim. Tam 300 yılı aşkın Karlofça'dan itibaren gerileme dönemindeydik. Gün oldu, ilerleme dönemine geçmeye çalıştık. Müsaade etmediler, izin vermediler. Bizi birbirimize düşürdüler."

 

Ülkenin, son 14-15 yıldır, 21. yüzyılın başından itibaren, iyi mesafe aldığını, diğer ülkelerin Türkiye'yi hayranlıkla izlediğini dile getiren Soylu, dünyadaki ekonomik krizlere, savaşlara birçok olumsuz gelişmeye rağmen Türkiye'nin istikrarlı şekilde gelişmesini sürdürdüğünü söyledi.

 

Soylu, bu toprağın, bu arazinin kıymetini azaltmak için çalışanlara karşı bu değeri korumak yükseltmek için çalıştıklarını ve bundan büyük mutluluk duyduklarını vurguladı. 

 

- "Bu topraklar bize emanet"

 

Ülkenin bir yükselme dönemini yakalandığına ancak ayağına çelme takmaya çalışanların bulunduğuna işaret eden Soylu  "Fitne sokmaya, hainlik yapmaya çalışacaklar. İşbirlikleri karşımızda gerçekleştirmeye çalışacaklar. Ama bilmenizi istiyorum ki biz hiç geri gitmiyoruz, ileri gidiyoruz. Belki de ümidimiz ve umudumuz budur. Bu topraklar bize emanet. Onun için bu topraklar etrafımızdaki birçok coğrafyadaki ülkelerin serinleme şemsiyesi, serinlik ağacı olmuştur. Eğer başı sıkıntıdaysa ev olarak bu toprakları, yine eğer başı sıkıntıdaysa güvende hissedebileceği noktayı bu topraklarda bulmuştur." diye konuştu.

 

Soylu, 780 bin kilometrekarede özgür ve emin şekilde dalgalanan Türk bayrağı altında sadece Türkiye'nin değil insanlığın huzur bulduğunu ifade etti. 

 

"Dünyanın her tarafında teröre karşı ortak mücadele tavrı geliştireceğiz" diye anons edenlerin, söz konusu Anadolu toprakları olunca terör örgütüne karşı mücadelenin gereğinin hukuk ve anayasal ölçülerde yapıldığı bir süreci bile endişeyle karşılandıklarını belirten Soylu, şunları kaydetti:

 

"Terörse 'terör' de. Demokrasi ve hukukun içerisinde iş yapan kime hangi müdahaleyi gerçekleştirdik. Türkiye'de bugün işleyen bir devlet sistemi var. İşleyen bir demokrasi var. İlerleyen bir hukuk sistemi var. Kime hangi müdahaleyi gerçekleştirdik. Anamuhalefet partileri, muhalefet eden tüm gazeteler ve Türkiye'de mahkemeler. Bazen kararlara 'Acaba bu nasıl oldu' diye bakıyoruz. Kendimizin dışında gelişen, kendi kendine karar veren kendi karineleriyle karar oluşturan ve işleyen bir hukuk sistemi. Şimdi bütün bunların oluştuğu bir Türkiye'yi tam da çok önemli bir terörle mücadeleyi gerçekleştirirken, bir endişeyi ortaya koyarak değerlendirmeyi, müttefikliğimize, yıllarca dillerden düşmeyen dostluğumuza çok aykırı bulduğumuzu ifade etmek istiyorum. Bu doğru bir yaklaşım değil. Terörle bütün dünya ortak mücadele etmelidir. O terörün dili, rengi, ırkı ne olursa olsun, teröre karşı hep birlikte bu mücadeleyi başarmalıyız."

 

Bu tür beyanatların teröre, teröriste cesaret vereceğine dikkati çeken Soylu, "Bu tip beyanatları verenler bunun mahcubiyeti içinde kalırlar. Sorumluluk makamında olanların dikkatli kelam etmeleri ve konuşmaları gerek." dedi. 

 

- "O hava atanlara ne oldu"

 

Soylu, özellikle 15 Temmuz'dan sonra milletin ortaya koyduğu iradeyle bu Anadolu topraklarının gücünün artığını dile getirdi.

 

Milletin kendilerinden güvenliğinin sağlanmasını istediğini vurgulayan Soylu, "Kürt kardeşlerimiz biliyorsunuz, burada mahkemeye götürüyorlardı sözde, onları orada sorgulayıp, ifade etmek isterim ki cezalarını kesiyorlardı. Ne oldu? O hava atanlara ne oldu? Devletin gücünü, şu güvenlik güçlerimizin kararlılığını, mahkemelerimizin ortaya koyduğu kararlılığı, hafife alanlara ne olduğunu hep beraber bir soralım. Ama demokrasi ve hukukun içinde hareket edenler aynen yollarına devam ediyorlar. Hiçbir problem yok ve olmayacak da. Bunu hep beraber sağlayacağız. Bir elimiz şefkat eli, bir elimiz de demokrasi ve hukuk dili olarak işimizi yapmaya çalışacak ve milletimizi güvende hissettireceğiz." ifadelerini kullandı.

Of Ajans

YORUM EKLE
YORUMLAR
DURSUN SULUKAN.
DURSUN SULUKAN. - 8 yıl Önce

SAYIN BAKANIM TÜRKİYE SENİNLE GURUR DUYUYOR.

SIRADAKİ HABER

banner81

banner22

banner21

banner24