Haddini bil Türkiye

1 Kasım seçimlerinden önceki  yazımı hatırlayanlar olacaktır . Orada yaşadığımız dönemin adeta   “  Kurtuluş Savaşı “  günleri olduğu anlamında bir sözüm vardı . Bugünkü süreç aslında tamda  “ Kurtuluş Savaşı “ .

 

Sadece başkentimizde meydana gelen 3 kanlı ve canice saldırıda onlarca vatandaşımız hayatını kaybederken  bir çok ailenin düzeni bozuldu ve bu huzursuzluk tablosu toplum hafızasında  kalıcı hasarlar bıraktı .

 

7 Haziran seçimlerinden bugüne ülkemizin Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde adı konulmamış  bir isyan ve iç savaş var . Sadece terör örgütüyle açıklanamayacak bu olayların arkasında önemli bir halk desteğinin bulunduğu da aşikar .

 

Kobani’ye simgesel anlamlar yükleyip Türkiye’yi oraya destek vermemekle suçlayanlar bugün ülkeyi kana bulayan saldırıların arkasında olan ,   Kobani’de  Rojava’da yetiştirilen  teröristlerin eylemlerinde suskunluğa bürünerek apaçık desteklerini göstermektedirler . Şahsen benimde çözüm süreciyle umutlandığım bir dönemden sadece terör örgütünün zaman kazanmak ve mevzi almak için yararlandığını söylemek şimdi çok kolay . Halbuki Kobani meselesinde de Türkiye gerek insani yardımlar gerekse Peşmerge’nin  Kobani’ye ulaşmasında koridor sağlayarak bu bölgeye de destek vermişti.  Şimdi,  o günlerde bu hareketin insani açıdan doğru olduğunu ama gelecekte ülkemize yarar getirmeyeceğini söyleyenler haklı çıktılar.

 

2008 den sonra yönünü dünya siyasetinde söz sahibi olmaya çeviren ülkemize  son 3 yıldaki gelişmelerle adeta “ haddini bil “ denmektedir .  Başkentimizde patlayan bombaları ve Güneydoğu bölgemizdeki ayaklanmayı sadece terör örgütü çatısı altında ( Halkların Birleşik Devrim Hareketi ) birleşen aşırı sol örgütlerin refleksleri  yada IŞID ve bağlantılı terör gruplarının  eylemleri olarak düşünüp anlamaya çalışmak safdilliktir . Bunun arkasında bizatihi Rusya vardır . Uçağının düşürülmesiyle dünyada kaybettiği imajının karşılığını ağır bir şekilde almaktadır . Sadece Rusya değil  bölgede hareket alanı bulmaya çalışan ve bunun için güçlü bir Türkiye’nin engel olacağını düşünen  aklınıza gelebilecek tüm ülkeler ( buna İran da dahil ) ülkemizde provakatif ve ses getirici eylemlerde bahsini ettiğimiz örgütleri kullanmaktadır .

                 

Bu noktada maalesef istihbarat birimleri etkisiz kalmaktadır . Her ne kadar “ hırsız içerden olunca kapı kilit tutmaz “ desek bile ortada kocaman bir başarısızlık hatta derin bir ihanet mevcuttur  .  Bu başarısızlığın ve halkın güvenliğini sağlayamamanın  elbette bir sorumluluğu ve hesap sorma alanı olmalıdır . Fakat gördüğümüz nokta , bu konuda sorumlu olanların   “ cambaza bak “ uyanıklığıyla makam ve mevkilerini koruma gayreti içinde olduklarıdır .

 

Bu gelişmelerin ortasında ilerleyen zamanlarda ülkemizin başına daha kötü olayların gelmemesi en büyük temennimizdir .  En kötü barış en iyi savaştan daha iyidir . Bıçak’ı kemiğe dayandırmadan bu topraklar üzerinde bin yıldır kardeşçe yaşayan bu toprakların evlatlarına bu  kardeşlik ve barış yakışır . 

YORUM EKLE

banner81

banner22

banner21

banner24