Eğitim yarınları inşa için olmalı

Yarınları yetiştirmek de yarınları heba etmek de eğitimle oluyorsa eğitim meselesi en önemli meselemiz olmalıdır. Yıllarca öyle iddialı sözler sarf edildi ki eğitimle ilgili adeta eğitimle yattık, eğitimle kalktı ama bir türlü istediğimiz sonucu alamadık. Masal gibi yani. Az gittik, uz gittik, dere tepe düz gittik bir de baktık bir arpa boyu yol gittik. Bu masal tekerlemesi ülkemizde eğitimde geldiğimiz noktayı anlatması bakımından tam oturan tekerleme.

 

Ülkemiz yeni bir eğitim-öğretim yılına daha başladı. Ülkemize tüm eğitim camiamıza hayırlı olsun. Allah muvaffak eylesin. Ülke olarak eğitim politikalarının ani değiştiği bir yılı geride bıraktık maalesef. Bir televizyon programında Cumhurbaşkanı lise sistemini değiştiriyoruz dedi. Ondan sonra herkes kazmayı çapayı alarak yeni bir sistem üzerine çalışmaya başladı. Tüm çalışmanın sonunda bir yıl boyunca çocukları da heba ettik, zamanı da heba ettik, parayı da heba ettik onca çalışmalar sonucunda bir liseye giriş sistemi yaptık ki “herkesi” memnun ettik. Geldiğimiz noktada tüm çalışmaları bir kenara koyup herkesi istediği okula yerleştirdik. Başlarken eve en yakın okula gönderecektik tüm öğrencileri. Fakat gel gör ki sınavla öğrenci alan okullar dışında genel olarak Anadolu liselerine yığılma yaşandı. Gelişmekte olan ülkeler için çok önem arz eden meslek liselerine öğrenci almak şöyle dursun neredeyse boşaldı meslek liseleri.

 

Halbuki çocuklarımızı evlerinden, ailelerinden koparmayacak her okulda her akademik seviyesinde öğrenci bulunacaktı. Ne yazık ki yine popülist bir yaklaşımla dere geçerken at değiştirip herkesi istediği okula yerleştirdik. Tam anlamıyla sus payı verilerek bu iş bu sene halledilmeye çalışıldı. Anadolu liselerine yığılmalar sayesinde diğer okulların kontenjanlarının boş kalmasına neden olan bu durum velilerde bir memnuniyet yaşattıysa bu geçici durumdur. Eğitim-öğretimde eğer okullar çizgilerini devam ettirirse bu öğrenciler ya birinci dönemin sonunda ya da seneye kendileri başarısızlıklarından dolayı okul değiştirmek zorunda kalacaklar. Olan öğrencilerin kayıp bir dönemine olacaktır. Belki biz yanılıyoruz bakmışsın bütün öğrenciler başarılı olmuş sistem de çok güzel işliyordur. Bekleyip göreceğiz.

 

Üniversite sınavında da ben yaptım oldu diyerek bir anda sınav sistemi değiştirildi. Öğrencilerin neye uğradıklarını anlamadan çalışmaya devam etse de soru yapıları, sayıları konulara göre dağılımının tüm örnekleri değişmiş olarak öğrencilerin karşısına çıkarıldı. Puan çeşitliliği de kaldırılarak tek puan türleri ile tercih döneminde öğrenciler oldukça zorlandı. Sonunda geçiş dönemlerinde öğrencilere geçmiş olsun demekten başka bir şey kalmadı.

 

Dünün kayıplarını söylemezsek yarının imkân ve fırsatlarını da yakalayamamış oluruz. Onun için hedefi büyük olduğunu iddia eden milletlerin eğitim politikalarında da günübirlik hareketlerden kaçınılmalıdır. Bir eğitim politikası olarak milli, evrensel ve bilimsel politika yoksa geleceğe dair büyük ülke olma hayaline kimse inanmaz. Unutmamak gerekir ki eğitimde günü kurtarma girişimleri ülkeye iyilik değil kötülüktür, hatta ihanettir. Eğitim yarını inşa etmek için yapılmalıdır.

 

 

Başkanlık sisteminin bakanları artık siyasi değil teknokrat kökenlidir. Bu demektir ki artık politik endişelerle günübirlik eğitim politikaları olmayacaktır. İnşallah böyle olur da ülkenin yerleşmiş bir eğitim politikası olur. Yeni Milli Eğitim Bakanı eğitimci olması ülkemiz için yılarca bu ülkede bir tane eğitimci bakan olmayacak mı eleştirilerini boşa çıkardı. Sorunları bilen, bilgi ve birikimiyle yetkin olan yeni bakan inşallah beklenen atılım yapar. Bu ana kadar birikmiş devasa sorunları bir bakanın değiştirmesini beklemek de çok iyi niyetlilik olur. Ülke için bakan ekibini ; ülkesini seven, çağdaş, milli ve manevi değerleri önemseyen bilge insanlardan seçerse tüm camia da iyi niyetle buna ayak uydurursa neden olmasın?      

 

YORUM EKLE

banner81

banner22

banner21

banner24