Ahmet Yaşar Hoca Efendi

Henüz 7-8 yaşlarımdaydım. Bir Berat Gecesiydi. İdris Amcam bir minibüs ayarladığını ve akşam Trabzon’a sohbete gideceğimizi söyledi. Doğrusu heyecanlanmıştım. Gittiğimiz yer Yavuz Selim Vakfı’ydı. Namazdan sonra sohbet başladı.

Hoca Efendi, “kim ki namaz kılarken hayatında bir kere de olsa gafil olmayarak “iyyake na’budu ve iyyake neste’in” ayetini okursa cennete girmesine vesiledir” demişti.

Ve o muhteşem söz, yaşım küçük ve saat geç olunca çoğunluğu uyuyarak geçen sohbetten hatırladığım ve bugüne dek hiç unutmadığım tek şeydi. Ahmet Yaşar Hoca Efendi’yi işte böyle tanımıştım.

11 yaşıma geldiğimde hayatımda en çok sevdiğim insan dedem (Hacı Ahmet Kabahasaoğlu) rahmetli oldu. Dedemin cenaze namazını evimizin üst katından hıçkırıklar içinde izlemiştim. Namazı kıldırmak üzere hazır bulunan hoca efendinin dedemin kefeninin başucunu özenerek bağlamaya çalıştığı anı da hiç unutmuyorum. Yaklaşık iki veya üç dakika uğraşmıştı. Namazı kıldıran ise Ahmet Yaşar Hoca Efendinin ta kendisiydi. Dedemi çok sevdiğini gösterdiği özenden anlamıştım.

Dedemin cenazesinden sonra evimizde hatim programı olmuştu. Gelen misafirlerimiz arasında Ahmet Yaşar Hoca Efendi de vardı ve bir de sohbet yapmıştı. Sonrasında Hoca Efendi ayda bir olmak üzere evimizde birkaç sohbet daha yapılmıştı.

İki komşu aile olarak birbirimize karşı çok muhabbetli olduğumuza çocukluğumdan beri şahidim.

Aradan 21 yıl geçti. İş hayatımda bazı gelişmeler oluyor ve ben durumdan mutsuzluk hissediyordum. En çok sıkıldığım bir günün akşamı bu sefer rüyama girmişti Hoca Efendi. Sabırlı olmamı ve her şeyin çok daha iyi olacağını söylemişti. Hemen uyandım ve çok şaşırdım. O kadar yıl hiç ziyaret etmediğim dedemin dostu gerçekten dosttu ve o bizi yalnız bırakmıyordu. Hemen ardından Of’a geldim ve babamla Hoca Efendiyi köydeki evinde ziyaret ettik. Bize dua ve nasihatleri oldu. İnanın o güne kadar yaşamadığım duygular hissetmiştim. İçimde kopan fırtınalar dinmiş ve dupduru olmuş gibiydim.

Ziyaretimizde dedemle hatıralarından bahsetti. Çocukluk yıllarında yetim olduğunu ve yoksulluk çektiğini anlattı. Köyde bahçelerini küçük oldukları için komşuların yardımlarıyla ekip biçtiklerini anlattı. Dedemin her sefer yardıma gidenlerin başında olduğunu söyledi. 21 yıl önce dedemin cenazesiyle neden o derece özenle ilgilendiğini anlamıştım.

Ziyaretimizde her ay İstanbul’a geldiğini ve sohbet verdiğini söyledi. Bizi sohbetine davet etti. Birkaç sohbetine gittim. Rahatsızlığı dolayısıyla gelebildiği son sohbetlerdi.

Hayatımızda ve manevi dünyamızda çok etkisi olan ve bizden duasını hiç esirgemeyen Hoca Efendi dünya yolculuğunu tamamladı. Adeta bir ulu çınar, bir ilim pınarı aramızdan ayrılıyordu. Trabzon tarihinde görülmemiş bir kalabalık sükunet ve suhuletle Ahmet Yaşar Hoca Efendiyi ebedi aleme uğurluyordu.

O, hayatı boyunca insanlara Allah-u Zülcelal’i, Resulullah aleyhisselatü vesselamı, İslam’ı, namazı ve cihadı anlattı.

Evlatları başta olmak üzere talebeleri ve sevenleri öksüz kalmış gibiydi.

Bugün dünyamızdan değerlerimizin birer birer eksildiğini görüyor ve geleceğimiz için aynı değerleri bulamamak endişesi taşıyorum.

Hoca Efendi için yazacak elbette çok şey var.

Biz onun bir ömür insanlara anlattığı namazla bitirelim.

Ahmet Yaşar Hoca Efendinin cenaze namazının kılındığı öğlen namazında hayatta olsaydı namaz kılmayı en çok isteyecek ve namazın en çok şuurunda olacak olan Hoca Efendinin kendisi olurdu.

Ve maalesef İskender Paşa camiinde namaz kılamayan tek kişi Ahmet Yaşar Hoca Efendiydi.

Evlatlarına, talebelerine ve sevenlerine sabır diliyorum.

Allah (cc) rahmet eylesin.

 

Selam ve Saygılarımla..

YORUM EKLE

banner81

banner22

banner21

banner24