Acılısın Of, Yastasın Of, Gururlusun Of…

 Geçen haftaki sayımızda köşe yazımızla siz değerli okurlarımızla birlikte olamadık. Sandık başkanlığı görevimiz nedeniyle günümüzün yoğun geçmesi, ardından da gece boyu seçim haberlerini takip etmemizden ve bölgemizle ilgili sonuçları haberleştirmemizden dolayı yazımızı yetiştiremedik.

 

1 Kasım Pazar günü yapılan seçimlerin ardından Türkiye yeni bir döneme girdi. Seçimlerin ülke ve ilçemiz açısından önemi ve önemli gördüğüm bazı hususlarda uyarılarımı sizlerle paylaşacaktım.

 

Bu haftaki yazımızda daha geniş yorumlarız diye düşünmüştüm ama Perşembe günü şehit düşen Polis Necmi Çakır kardeşimizin acısı yüreklerimizi dağladı. O nedenle seçimlerle ilgili yazımı haftaya bırakıyorum. Bu haftaki yazımı Şehit Polis kardeşimiz Necmi Çakır'a ayırıyorum.

 

Perşembe öğlen saatleriydi, acı haberin bizlere ulaştığı dakikalar. Öğleden sonra mesaimize yeni başlamıştık. Önce Doğan Haber Ajansı'ndaki arkadaşlar aradılar. Ardından da Anadolu Ajansı'ndaki arkadaşlar. Sonra Trabzon Büyükşehir Belediyemizin Basın Dairesi Başkanlığındaki arkadaşlarımız aradı.

 

Necmi Çakır isimli bir şehidimiz var, Trabzon nüfusuna kayıtlı. Çakır'lar Of'tan, Oflu olabilir dediler. Biz de hemen araştırmamıza başladık ve çok geçmeden Şehidimizin, Sıraağaç Mahallesi Muhtarımız Fahri Çakır abimizin oğlu Özel Harekat Polisi Necmi Çakır olduğunu öğrendik.

 

O esnada telefonlarımız susmak bilmedi. Şehidin Trabzonlu olduğu haberini duyan dostlarımız da aramaya başladı. Haberimizi hazırladık ancak ailenin haberi olmadığı için ve bizim haberden durumu öğrenmesinler diye yayına vermedik.

 

Kaymakamımız Eren Arslan, Belediye Başkanımız Salim Salih Sarıalioğlu, Ak Parti Of İlçe Başkanımız M.Hakan Terzioğlu ve İlçe Müftümüz Recep Onat'ın Şehit ailesine acı haberi vermek üzere yola çıkmasının ardından biz de Sıraağaç'a doğru yol aldık.

 

Yaylada olan Baba Fahri Çakır ve Anne Nuriye Çakır acı haberi alır almaz Sıraağaç'a gelmişlerdi. Acı haber tez ulaşmıştı anne Nuriye Çakır'ın dediği gibi. “Televizyonları ben boşuna izlemişim oğul” diyordu anne Nuriye Çakır. “Çünkü acı haber televizyondan önce geliyormuş” ifadeleri yüreklerimizi acıtmıştı.

 

Ama asaletinden ve oğlunun vasiyetinden de ödün vermemişti acılı anne. “Anne şehit olursam sakın ağlama” demişti ona Şehit oğlu. Nasıl ağlasın Nuriye Ana. Ama bu acıya da yürek mi dayanır. Nasıl ağlamasın Nuriye ana… “Kimse devletimize, askerimize söz etmesin. Devlet bizim, Asker bizim, Ordu bizim” diyerek mesajını Of'tan tüm dünyaya haykırıyordu adeta…

 

Ya acılı baba Fahri Çakır… Acısını yüreğine gömmüştü… Evladının acı haberini kendisine vermeye gelen askerlere sarılıyordu evladı yerine… O acılı anda bile devletine saygılıydı... Kendisine haberi getiren Kaymakama ve Belediye Başkanına oturmaları için yer göstermeye çalışıyordu...

 

Bir cümle ile özetlemişti iç dünyasını… “Beş oğlum olsa beşini de bu vatana feda ederim” demesi İmanın, inanmışlığın, Allah’a teslimiyetin en güzel ifadesiydi. Acılı baba da vermişti mesajını tüm dünyaya…

 

Habercilik değildi o esnada bizim orada icra ettiğimiz görev… Şehit kardeşinin cenazesi başında devlete millete meydan okumaya kalkan Yarbay geldi aklımıza… Fahri amcamızdan, Nuriye annemizden, Adem ve Ali Kemal kardeşlerimizden daha büyük bir acı mı yaşamıştı o Yarbay… İşte Karadenizlimizin vakar duruşu… İşte İmanın, inancın gücü… Bu acının daha büyüğü yok… Ama bu acı karşısında bile değil Türkiye'ye, tüm dünyaya mesaj verdi Çakır ailesi…

 

Of, tarihi bir gün yaşadı… “6 Kasım 2015” tarihi, Of'un tarihine altın harflerle işlendi… Of'un tüm mahalleleri; Hayrat'ı, Çaykara'sı, Dernekpazar'ı, Sürmene'si, Araklısı Akçaabat'ı, Vakfikebir'i, Tonya'sıyla tüm Trabzon; İyidere'si, Derepazar'ı, Kalkandere'si Pazar'ı, Ardeşen'i ile tüm Rize; Samsun'dan, İstanbul'dan, Ankara'dan, İzmir'den kalkıp şehidine son görevi için Of'a gelen bu mahşeri kalabalık, acılı anne ve acılı babanın o vakur sözlerinin eseriydi…

 

Cuma Namazına denk gelen Cenaze töreni Of'a bambaşka bir gün yaşatmıştı… Bir yandan acımız vardı, bir yandan da Şehidine son görevde üzerine düşen son görevi yerine getirmenin gururunu yaşadı Of…

 

Kaymakam Eren Arslan başta olmak üzere, Belediye Başkanımız Salim Salih Sarıalioğlu, Garnizon Komutanımız Onur Yakan, Emniyet Müdür Vekilimiz Recep Ali Ertan, Müftümüz Recep Onat ve organizasyonda görev alan diğer tüm görevlilere teşekkür etmek istiyorum. Of'un her hattıyla kusursuz bir gün yaşamasına vesile oldunuz.

 

Ama özellikle Of Müftülüğüne ve Trabzon Müftülüğüne teşekkür etmek istiyorum. Şehit haberinin aileye ulaşmasının hemen ardından Of Müftülüğü tarafından hocalardan bir ekip oluşturularak Şehit evinde geldiler. Kur'an-ı Kerim okudular, tekbirler getirdiler, dualar yaptılar… Gece boyu Kur'an sesleri eksik olmadı Şehidimizin evinden…

 

Ardından Cenaze töreni boyunca hiç susmadı Kur'an, hiç susmadı tekbirler ve kesintisiz bir tören oldu… Acımızı Kur'an-ı Kerim ve dualarla hafiflettiniz, Allah sizlerden Razı olsun…

 

Evet Şehidimizin acısını hepimiz yüreğimizde yaşadık… Allah gani gani rahmet eylesin… Ama ateş düştüğü yeri yakıyor… Bizler acıyı yaşadık ve birkaç güne unutacağız… Ama ya Çakır ailesi… Acılı baba Fahri Çakır, Acılı Ana Nuriye Çakır, Acılı kardeşler Adem ve Ali Kemal… Ya şehidimizin eşi… Ya çocukları… Allah onlara bolca sabırlar versin… Onlar bu acıyı ömürleri boyunca yaşayacaklar… Bizlere bu acıyı yaşatan hainleri de Yüce Mevlaya havale ediyoruz…

YORUM EKLE
YORUMLAR
halil keleş
halil keleş - 8 yıl Önce

Sayın Yaşar Bey: Yazınızı okurken o günki ruh haliyetini tekrar belleğimize kazıdınız noktası virgülüne. İfade ettiğiniz gibi şehidimizin ve geride bıraktıklarının vakarını ifade etmekteki beceriniz takdire şayandır. Şehidimize ve toprağa düşen bütün şehitlere Allahtan rahmet diler, kederli ailesine tekrar başsağlığı dileriz. Allah rahmet eylesin.

banner81

banner22

banner21

banner24