Musul anavatana kavuşur bir gün

İnsan yaşlandıkça nasıl ki çocukluk yılları gibi hareketler gösteriyorsa dünya da buna benzer hareket eder gibi bir hal almış gidiyor. Zamanında kurulan dengeler miadını doldurunca tekrar eskiye dönüşler yaşanıyor uluslararası sistemde. Dünya üzerinde yaşadığımız bölge hep hareket, hep mücadele gerektiriyor. Onun için dünya üzerinde bu bölgenin durulması dünyanın da durulması anlamına geliyor. 

 

Sadece bölgemizde değil dünyada genel bir kötüye gidiş yaşanıyor. Teknolojinin böyle güya çığır açtığı bir dönemde her yeni gün yaşanırken insanoğlunun hayatı topyekün yok olmakla karşı karşıya kalıyor. Günümüzde insanlık sadece para, menfaat, inançlar açısından değerli veya değersiz olarak görülüyor. Aslında nereye bakarsak bakalım gördüğümüz şey zengin dünyanın fakir dünyayı ezmeye çalışması hatta yok etmeye çalışmasıdır. Burada fakir dünyayı da genel olarak Müslümanlar temsil ediyor. Zengin dünya böylece maddi ve manevi olarak kendilerince amaçlarına ulaşılmış oluyor. 

 

Arakan’dan Afganistan’a, Pakistan’a, Çeçenistan’a Mora’ya, Eritre’ye; Suriye, Irak, Filistin ve adını sayamadığımız daha onlarca ülke ve bölgede çatışmalar yaşanıyor. Zulümleri hep Müslümanlar yaşıyor. Ne acıdır ki Hristiyan dünyası tek sesken Müslümanların bir alem oluşturamaması nedeniyle tek ses olamamaları tüm sıkıntılara, zulümlere kapı aralıyor. 

 

Batı zihniyeti önce sorunu çıkarır sonra sanki bu sorunla mücadele eder gibi dünyayı kandırır. DAİŞ diye bir örgüt kurdurulmuş şimdi de güya onunla mücadele eder görünerek bizim güneyimizi hatta tüm gövdemizi tehdit eder hale gelmiş. Gerek Suriye’nin Kuzeyinde gerekse Irak’ın kuzeyinde İsrail ve Batının desteği ile bir Kürt Devleti kurduruluyor. Burada en büyük menfaat dünyanın başına bela olan İsrail ve destekçilerinindir. İsrail’in bir yerde olması demek de orada kan, gözyaşı ve sömürü var demektir.

 

 

Nasıl oluyor da görünüşte tüm dünya karşı iken Barzani  Kuzey Irak bağımsızlığı için referandum yapıyor. Gerek ABD gerekse İngiltere referanduma değil zamanlamasına karşı çıkıyorlar. Bu gidişle Hem Türkiye’yi bölmek hem de Ortadoğu coğrafyasını paramparça haline getirmek amaçlanıyor. Türkiye için bitmeyen plan Sevr Antlaşmasıdır. Biz karşı çıktıkça onlar yeni allayıp pullayıp karşımıza getirdiler. Onlar yüklendikçe bizler püskürteceğiz. Kahrolası tarihi Sevr’i dün yırttık bugün de yırtacağız.  İbni Haldun’un dediği gibi, Tarih suyun suya benzediği gibi birbirine benzer. Dün bizden koparılan ve bizim Misak-ı Milli sınırlarımızda yer alan Musul elbette bir gün asıl toprağına kavuşacaktır. Tarih bunu eninde sonunda yazacaktır.

 

 

Ülke ve millet olarak bizler yeter ki birlik ve bütünlük içinde olalım. Bu sorun aşılırsa tarihi fırsatlar Türkiye’ye yeni kapılar açacaktır. Yeter ki bizler kararlı, inançlı ve sabırlı olalım. Bu oyun bugün bozulmazsa Türkiye yarın bölünmeyle karşı karşıya geleceğini herkes biliyor. Millet olarak kısır siyasi çekişmeleri aşıp milli meseleler konusunda tavrımız net olmalıdır. Ortaya konacak bu net tavır bölge üzerinde oynanan oyunları ve oyuncuları sukutu hayale uğratacaktır. Su akar yatağını bulur gibi işgal edilen vatan parçası Musul bir gün gerçek sahibini bulacaktır. Sabır, gayret ve dua ile Allah milletimize devletimize zeval vermesin.

YORUM EKLE

banner81

banner22

banner21

banner24